19 Ocak 2012

İŞTE O DÜNLER, GEÇMİŞTE KALAN GÜNLER.. -5-


Camda ki Buğu.. -5

Çıkmaz sokak, böyle birkaç evden oluşan sokaklara denir. Karşı duvar sokak sonu. Her çıkmaz sokak ya bir sokak sonudur, yada bir sokağı bölen __I__ şeklindedir. Bizim sokağımızın başında çeşme yoktu. Sokağın bir köşesi Mekke Merdivenlerinin ilk basamağı, diğer köşesi ise Arap Fırını caddesine çıkan kısa bir yokuş başıyla kesişirdi.

Sokağın ilk başı 842 sokak (burayı kesen 842 çıkmaz sokak)  ve sokağın devamı Mekke Yokuşu diye adlandırılan merdivenler. Altta merdivenlerin bir bölümünün resmi var..
İnsanlar çıkmaz sokakları küçümser genellikle. Çoğu insan çıkmaz sokaklardaki evleri satın almaz, oraya taşınmaz. Küçük, dar ve bir ucu kapalı "Çıkmaz sokak"ta oturmak, sadece birkaç ev ile komşuluk yapmak, sokağın diğer ucundakilere karışıp kaynaşmanın zaman alması, insanların tercihlerini çıkmaz sokaklardan uzaklaştırır. Sevmezler böyle sokakları..

Çıkmaz sokakta yol bulamadım Gözlerim yandı ağlayamadım
Sevgiden yana şansım olmadı
Kötüden başka dostum olmadı
Sen de yoksun, bilmiyorsun
Halim kalmadı.

Çıkmaz sokak çaresizliğin ifadesidir. Gidecek , deneyecek, sonucu değiştirecek bir yol kalmamıştır.
Yolun sonu. Çarenin sonu...

Halbuki ben sokağımızı çok severdim. Bizim sokağımızda herkez birbirini çok severdi. Komşularla otururken zaman daha keyifli geçerdi. Büyükler; yolun sonundaki Gülseren ablaların evinin basamaklarına oturur, kah el işi yaparak kah çiğdem(İzmir'de çekirdeğe çiğdem denir) çitleyerek sohbet ederler, günlük yaşantılarını paylaşırlardı. Gülseren ablanın büyük kızı Nermin ile Havanım teyzenin kızı Nermin birlikte oynardı (her ikiside anneme CİCİANNE derlerdi). Gülseren ablanın küçük kızı (benden 3-4 yaş büyük) Nesrin'lede ben oynardım. Şadiye Hanım teyzenin diğer torunu (yani Nermin ve Nesrinin Vecdi amcasının kızı) Derya ise kimse ile oynamaz çoğunlukla iki yanda toplanmış simsiyah saçları ve yuvarlak çerçeveli gözlüklerinin yüzüne kattığı sevimlilikle, bilmiş bilmiş seyrederdi bizleri (Şadiye hanım teyze Karşıyaka'da oturan galiba diplomat olan oğlu Vecdi bey ve bir balkan ülkesinden -Romanya olabilir- göç eden gelini Tuna hanımın evinde kalır nadiren torunu ile gelirdi evine. Fahri gelmezdi çoğunlukla..). O hep yağ-reçel ekmek yerdi, biz acıkırsak salça ekmek yerdik...
Ablam ise çıkmaz sokağın başındaki merdivenlerdeki evlerden birinde oturan Nurten, kardeşi Aynur ve onların amca kızları Seher'i çağırır onlarla otururdu.
Komşular arasında sevgi vardı. Bağlılık vardı. Kardeşten öte. Akrabadan öte.
Bu küçük çıkmaz sokaktaki beş evde, beş ayrı aile, beş ayrı hikaye vardı.


Köşedeki sarı duvarlı evin kapısı merdivenlere baktığından o ev ile çıkmaz sokağın diğer köşesindeki gri perforje demirli pencerelere sahip evin(şimdilerde Osman amcalar oturuyor) hem bizim sokakta hem merdivenlerin ucundaki asfalt üstünde kapısı olduğundan, çıkmaz sokağa dahil sayılmazdı bizce.

Gri eve bitişik Deli Ziyanın evi vardı. Çıkmaz sokağın birinci evi. Beş evin içinde bir tek o aile değildi. Neden delirmişti. ne olmuştu. O eve nasıl gelmişti. Aile yadigarı ise daha önce kimler o evde yaşamıştı. Muamma...
Kararmış, harabeleşmiş, sıvaları dökülmüş ve çocuklar için korkunç bir ev. Perili ev...


bunun gibi.


İkinci ev Hamdi bey amca ile Havanım teyzelerin evi. Ev demek az olur. Bir konak, küçük bir saray benim gözümde. Evin girişi daha küçük bir evmiş görüntüsünde, içine girince ise karşınızda hizmetçi odası bile olan koca bir konak. Bodrum kat dahil 3 kat, sokak kapısının önü beyaz mermer merdivenli. Arka bahçesi (avlusu) yüksek duvarlarla çevrili içinde incir, muşmula, yeni dünya (frenk elması denir İzmir'de) ağaçları olan, ağaçların tam ortasında beyaz mermer (2-3) katlı çeşmeli bir havuzu, asma çardağının altında ise arka avlu ile evin ana bölümlerini ayıran orta avlu ve mutfak ile çamaşırhaneyi, hamamı ana binadan ayıran iç avlusu ile en sevdiğim ev. Hayallerimde benim, gerçekte Nermin'in sarayı.
Hamdi bey amcanın evinin girişi aynı bunun gibiydi. Ama içine girince ev arkaya doğru büyüyordu.

Hamdi beyin evinin arka avlusundan görünüşüde böyle gibiydi.

Ve arka avlusu böyle...
Hamdi bey amcanın büyük oğlu Sedat evli, Karabağlar'da Güneş Bulaşık Deterjanı fabrikası var, onu çalıştırıyor. Ortanca oğlu Sadettin, uçarı ama sevimli bir delikanlı (biraz büyüdüğümde İlhan İrem'e benzetirdim onu) ve en küçük çocuğu Nermin. Bu güzel evin, bu güzel bahçenin sakinleri...


Çıkmaz sokak sonu karşı ev ( brandacıların evi) bunun gibiydi..
Çıkmaz sokak sonu üçüncü ev (yani karşı ev) 3 katlı en üst katta Brandacıların büyük gelini Gülseren hanım(biz abla derdik) ve kocası (ismini hatırlayamıyorum nedense Şadi'ydi gibime geliyor ama emin değilim.) kızları Nermin ve Nesrin, orta katta kocasının ilk hanımından olan oğulları Melih (isim yanlış olabilir), Reha, babaanneleri Şadiye hanım teyze ile bekar oğlu Orhan oturuyor. Alt kat bazen depo olarak kullanılıyor, bazende kiraya veriliyordu. Kemeraltında 'branda-çadır malzemeleri üzerine dükkanları vardı (Gökyayla Çadır ve Branda).


Bu ne bizim eve benziyor, ne bizim pencereye, nede benim yağmurlarıma.

Dördüncü evde yani 17 numarada yaşayanlar; babam, annem, ablam ve ben. Birde plastik bebeğim, renkli bileziğim...


Beşinci evde isimlerini Ziynettin teyze ve kocası diye hatırladığım zayıf, hastalıklı yaşlı bir karıkoca oturuyordu. Sonra sarı duvarlı ev başlıyor ve bizim sokaktan mekke merdivenlerinin başına çıkılıyordu.
İşte böyle beş ev beş hikaye. Kendimi diğer evlerin bir parçası olarak hayal ettiğim günlerdeki insanlar. Yaşamlar. Yaşanan mekanlar...
Geçmişin muhasebesini yaparken, anılarımın tasnifinde sokağımızı sevgiyle hatırlarım. Üzülmek de keyifliydi bu sokakta, mutlu olmak da. Yağmurlu havada karşıdaki güzel eve bakmakda, cama yazmakda...


../.

26 yorum:

  1. bende böyle bir evde oturmuştum. gerçektende birkaç komşum vardı ama hakiki komşuluk vardı anımsattığın için teşekkür ederimmm...

    YanıtlaSil
  2. Selam. Hatıraları sevmen çok güzel.Teşekkürler.Görüşürüz...

    YanıtlaSil
  3. öyle güzel anlatmışsın ki insanın gidip çıkmaz sokaktan emlak arayası geliyor. Çekirdeğin adınıda öğrendim, :)

    YanıtlaSil
  4. anılarla dolu bir yazı...İzmirde çekirdeğe çiğdem denildiğini öğrendiğimde ne kadar saçma demiştim:)çekirdek/çiğdem:))

    YanıtlaSil
  5. Bababnnemlerde çıkmaz sokakta oturuyor ve komşulukları aynen bahsettiğn gibi sıcacık akraba gibiler.Ve benimde o çıkmaz sokaktaki günlerim hatıra oalarak kaldı :(

    YanıtlaSil
  6. canım yaprakların altında gezintiye teşekkürler.
    bana da beklerim.
    :))))))

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. sokaklar çıkar veya çıkmaz.İnsanların gönülleri çıkmaz olsun.İzmir sokakları deniz kokar,saçları yosun.Başka memlekette çocuk bakkala çiğdem istiyorum der,bakkal;çiğdem gel kızım seni çağırıyorlar...

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar,
    Resimler ve anlatımınızla O zamanların mahallesi sokakları,komşuluklarıyla çocukluk gençlik günlerime gittim.
    Üstten 4 resim beni daha da o güzel duygularla dolu günlere götürdü.
    Öyle birbirine yakın karşılıklı evlerde oturuyorduk eşimle tanıştığımız da.O zamanlar şimdilerde ki gezme tozmalar yoktu.Heyecanla karşılıklı bakışmak, minik bir tebessüm en büyük lüksümüzdü.
    Beni o günlere götürdüğün için.Bu içten düşüncelerini o günlerin komşuluklarını,değerlerini paylaştığın için çokk teşeşekkürler canım.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. sevgili Luck: imrendiğin bir çıkmaz sokakta yaşar ve o keyifli anları sende hissedersin umarım.

    YanıtlaSil
  11. Sevgili nani evet izmirliler bazı şeyleri farklı derler.simit e gevrek dedikleri gibi.görüşürüz.uğradığına sevindim.bende gelirim..

    YanıtlaSil
  12. Sevgili ÖZİ: Babaannenin yaşadığı yerleri sevmene memnun oldum.Hatıralar acısıyla tatlısıyla çok güzeldir.Bak ne hoş birbirini hiç tanımayan insanlar buluşuyolar bir mecrada.Kalplerimizi hep paylaşmaya devam edelim.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  13. Sevgili bir kase lezzet uğradım size.Çalışıyorum.vakit buldukçada hep uğrarım.Lezzetli sofralarınızın tadına bakarım.İhmal etmeyelim birbirimizi, dolduralım önce kaselerimizi,sonrada midelerimizi.Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  14. sevgili JETLagis insanların yürekleri o deniz ve yosun kokusunda sevgiyle, ilgiyle, şevkatle dolsun.Sevgiler kucak dolusu..

    YanıtlaSil
  15. Sevgili Sevalce isminin devamı gibi lezzetli yorumuna teşekkürler.Çok sağol ve hep çok mutlu ol.Görüşürüz.

    YanıtlaSil
  16. Çok güzel anlatmışsın hatıraları ben de çok severim.

    YanıtlaSil
  17. ben çıkmaz sokakta oturuyorum ve çok seviyorum bidefa sürekli araba sesi yok sonra çocukları daha bir rahatlıkta kapıya çıkarıp oynatabiliyorum. bu evler çok güzel tarihi olan herşey hüzün verir bana.

    YanıtlaSil
  18. Çıkmaz sokağa imrendirdin..Zamanında çok renkli bir yer olmalı orası..
    Sokağın girişinde Deli Ziyanın evi varmış :) Zor olmuyormuydu oradan geçmek ? :)

    YanıtlaSil
  19. Hatıralar serime başladığımda inan nini ile kendim bile tekrar hüzünlendim sevgili armina.Anlatmaya devam edeceğim..

    YanıtlaSil
  20. Ne şanslısın balböcükleri.Çıkmaz sokağın hem hüznü vardır hem neşesi sevgisi. Bambaşkadır çıkmaz sokakta oturmak..Sevgiler..

    YanıtlaSil
  21. Sevgili dönenece deli ziya nın sabah ne zaman gittiğini hiç görmezdik geldiğinde ise sokağın ana başında görününce çıkmaz sokakta oturanlar çıkmaz sokağa merdivenlerde oturanlar taaa yukarıya veya evlerine kaçarlardı. Nostalji seversen git oraya.Çok eski çok tarihi fakat ilginçtir o sokak.yakında merdivenlerdeki bayraklı meşhur evi anlatacağım.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  22. Bizim sokagın evlerini yansıtmıyor fotograflar ama, anlattıgın komsuluk var.. İyi insanlar her daim var olsun hayatlarımızda canım..

    YanıtlaSil
  23. Ben de küçük çocukluğumu o mahallede geçirdim :)

    YanıtlaSil
  24. O zaman kesin birbirimizi tanıyoruzdur..

    YanıtlaSil
  25. 1982 yılında 8 yaşındayken ayrıldım oradan. Direk temasım olan kişileri hayal meyal hatırlıyorum.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız beni mutlu ediyor.. Ziyaretiniz için teşekkürlerimle. Sevgilerimle..