31 Aralık 2014

SAĞLIK, MUTLULUK VE BEREKET YIĞILSIN YOLLARIMIZA, YUVALARIMIZA..



Ah benim güzel yavru ceylanım.


Yağ kar yağ!, lapa lapa yağ. Bereket getir dünyama. Temizle kirleri, kötülükleri..


İşte yine bir yıl bitti.
Bazen güldük, bazen üzüldük.
Ve sonuna geldik..

Şimdi umuda kapı açma zamanı. Geçmişi arkada bırakıp, geleceği karşılama zamanı.

Herkes kendi inancına, kendi yaşam tarzına uygun karşılar yeni yılı. Kendince umutlar besler, kendince hayallerinin peşinden gider.

Başkasına ait kötülük ve başkalarının şerrini isteyen bir kalp olmadıkça, Yüce Allah'ım hepimizin dualarını, hayallerini, isteklerini kabul etsin inşallah. Kötü kalplerin duaları duyulmasın, yerini bulmasın.

Dünya güzel olsun. Yaşanılası bir çevrede, yaşanılası bir ortamda, iyiye dair ne varsa yolumuza çıksın. Baktığımız her yerde mucizevi bir güzellik ile karşılaşalım..

Karlar yağsın kışlarımıza.
Çiçekler açsın ilkbaharımızda.
Güneş ısıtsın kalplerimizi yaz sıcağında,
Vakti gelince kavuşsun son yaprak, güz rüzgarlarına..

Hayat hep; kocaman, kocaman mutluluklar, yeniden, yeniden heyecanlar ile sarıp sarmalasın hepinizi.. Yeni yılınız kutlu, sağlık ve huzurunuz daim olsun..



Hep çok sevmişimdir Kar ve Kardan Adamları..Kardan da olsa aile görüntüsünü..
Sıcak bir yuvayı..


20 Aralık 2014

3 YAŞIMI BİTİRDİM. ZOR BÜYÜDÜĞÜMÜN FARKINDAYIM..





2011 yılından bu yana çok zaman geçti. Tam 3 yıl bitti. Neler neler yaşandı. Neler neler paylaşıldı.

Omzumu uzattığımda, teslimiyetinizi, sıcaklığınızı esirgemediniz. Güvendiniz bana.. Sağ olun, var olun.

Bir omuza ihtiyaç duyduğumda da desteğinizi esirgemediniz. İhmallerimi göz ardı ettiniz. Sevginizi paylaştınız. İlginiz ile sarıp sarmaladınız. 

Derin, depderindeki izlerimi takip ettiniz. Güz ruhuma tatlı bir ferahlık serptiniz. Bazı bazı paylaştıklarıma da olsun, razıyız dediniz.

Sizi seviyorum. Hepinizi, her birinizi..

Bu gün blog yaş günüm.. Nette birçok arkadaşımızın yapıp paylaşmış olduğu 'Yanardağ Pastası'ndan yaptım. Misafirlerime ikram ettim, az birazda kendim yedim. 

Ayşe'm den (Bir Kase Lezzet) telefon ile pandispanyasını yapmayı öğrendim. O'nun, Nilgün'cüğümün ve daha bir çok becerikli arkadaşımın ellerine su dökemem biliyorum da nacizane benimki de güzel olmuş dediler. Ben diyenlerin yalancısıyım :)

Can arkadaşlarım, beni mazur görün. Hemen hemen her gün hızlıca bloglarınızı okuyorum aslında. Yorum bırakmadan jet gibi okuyup kaçtığım için gelişimi anlamıyor olabilirsiniz. Lakin kalbim, gözlerim, sevgim sizinle. 

Ahu'cuğumun, Ayşe'ciğimin ve Emel'imin telefonları var: Onlar ile bazen konuşabiliyorum. Diğer dostlarımı az biraz ihmal ettiğim için üzgünüm :( 

Cep Aynam ne harika dekorasyonlar paylaşıyor, Sevda'm hangi ürünleri tanıtıyor. Füsun'cum nelerden bahsetmiş, Asuman'ım, Nilgün'üm, Macide'm, Zeyno'm, Meleğim ve diğer tüm güzellerim neler pişirmiş biliyorum. Sevgi'm düşmüş yollara, Havva'm üşümüş. Isıt beni diyor sımsıcak çorbasına. Paris sokakları karlıymış, Toronto'da da ağaçları kar kaplamış. Aslı'm, Erguvan Zeynebim ben gibi kaçaklar, Pembe esintim'in hanesinde ınga sesi çın çın çınlar.. Recep Bey, Hüseyin Bey, İlhan Bey ve daha ismini bu kez atladığım dostlar arkadaşlar. Hepinize sessizce uğruyorum. Biliyorum sessizce uğramak; uğramak gibi olmuyor. Üzgünüm. Saatler hızlı koşuyor, ben onu yakalayamıyorum:( 

Mesela; Mee'mi (Deptone) 1 Kasımdan bu yana okumadım. Bir tek onu biriktirdim. Çünkü ona sözüm var, blog dünyasından temelli ayrılmadıkça onun tüm yazılarını (bazen geç, bazen vaktinde, bazende çoook çok geç okusam bile) kırıntısız bırakmayacağım. Kâh ekmek kırıntısı, kâh çakıl taşı (aramızda şifre :))

Geçmiş ve gelecekte atlayabileceğim tüm özel günlerinizi kutluyorum. Yüce Yaradan'ım dan hepinize sağlık, afiyet, hayırlı bol kazanç ve mutluluk temenni ediyorum. 

Gönlünüzden geçen, önünüze serilsin. İşleriniz rast gitsin.

Veda yok aramızda. Ara sıra da olsa Vuslat var.

Güneş ısıtsın ruhunuzu.
Ay gülümsesin gecelerinize. 
Mevsimler gelip geçse de, özlem içinizi titretse de, elbet buluşuruz sevgilerin en güzelinde. 


Musmutlu Yeni yıl dileklerimle..
Bu arada benimkinden daha şık, ama beni çok etkileyen ve benzetmeye çalıştığım sunumu için Yıldız Mutfağı'na teşekkür ederim. Verdiği ilham için.


Not: Çoğu arkadaşımın ismini zikredemediysem de, kalbim zaten onların kalbiyle..

16 Ekim 2014

GÜZ RUHU'M, BENİM ADIM..




O eski günlerim.
İşte bildiğiniz o dünlerim..
Yani geçmişte kalan günlerim.

Elveda, elveda size..

Bavulum doldu, taştı. Geçmiş nefeslerim bu günlere karıştı. Hain kurt dinledi, kuzularımı bezdirdi.

Tarana tarana lilin gufayi, evimize, köyümüze cici cici ya na tafya, ya na tafya..

Parolayı biliyorsunuz. Elini, kolunu una bulayanlar değil, parolaya ruh katanlar için kapılarım açık..

Ben halâ benim de, benden içerdekilere nazar eden dışarda..

Gidiyordum neredeyse..
Sade bir ses, Derin bir ses : 'Dur gitme. Ara ver biraz.. İşlerini bitir, dinlen, sadece ziyaretlerini yap ara sıra, bir süre misafir kabul etme.. Unutsun hain kurt seni.. Sonra anlat yine masalımızı emi.' dedi..

Gitmiyorum. 
Yağmurlarım dindi. 
Ruhum güz rüzgarları ile serinledi..  

08 Ekim 2014

SADECE BENİM İÇİN...





Yol Geçen Hanı'ndan bana..

Çok mutlu oldum. Sevgili arkadaşım Luck ( eskiden Güzel Günler ve MenCaleNale onundu. Sonra isim değiştirdi Lili Marlen Türküsü ve Yol Geçen Hanı http://lilimarlentur.blogspot.com.tr/http://yolgecenhani2014.blogspot.com.tr/ -Ben onun ilk konaklayanı) bana süpriz yapmış. Çok sevdim.

O kadar çok sevdim ki, şimdi hediyemle baş başa kalayım. Sonra tekrar yazarım:))

Kocaman açtım yüreğimi, içine doldurdum dostlarımın sevgisini..

Mutlu olun, mutlu kalın..

  

03 Ekim 2014

YAŞADIĞINIZ EN GÜZEL BAYRAMLARDAN BİRİ OLSUN..




Bayramınız kutlu olsun. Yaşadığınız en güzel bayramlardan biri bu Bayram olsun..

Sağlıkla, bereketle, nice nice Bayram günlerinde buluşmak üzere..

19 Ağustos 2014

TATLI MI TATLI, İÇİNDE ÇUKULATA SAKLI..



Çikolatalı Taş Kadayıf (Yassı Kadayıf)



Biliyorum, bayramda şahane tatlılar yaptınız. Şahane tatlılar tattınız. Ben modası biraz geçmişte kalmış olsa da taş kadayıfı (yassı kadayıf) hatırlamayı uygun buldum. Misafirlerim için ve hane halkı için kendimden eklemeler ile yaptığım Taş Kadayıf tarifime göz atmak ister misiniz?.

MALZEMELER:

-15-20 tane taş kadayıf (Kendiniz de yapabilirsiniz yufkacılarda da satılıyor. Sayıyı azaltabilir veya çoğaltabilirsiniz. Şerbeti ile orantılı tarif verme adına ben 12 tane hazır alıp kullandım).
-İçi için iri dövülmüş 1 su bardağı ceviz, üstü için ince dövülmüş 1 çay bardağı daha ceviz.
-Minik minik kırılmış çikolata parçaları.
-4 yumurta.
-Bir fincan süt.
-Kızartmak için yağ.

ŞERBETİ:

-4 bardak şeker, 3 bardak su, 2-3 ince limon dilimi.

YAPILIŞI:


netten alıntı.
Şerbeti için şeker ve suyu tencerede kaynatın, içinde ki limon dilimleri ile kıvamlandırılmış şerbetiniz kaynayınca taş kadayıfı hazırlamaya başlayın.

-Fotoğrafta gördüğünüz üzere kenarları sertleşmiş taş kadayıfların kenarlarını bir bardak yardımı ile çıkaralım.

-Bir fincan süt ile yumurtaları çırpalım.

-Beyaz kısım içte kalacağından iri dövülmüş ceviz ve çikolata parçalarını içlerine koyup ikiye katlayalım ve yumurtaya bulayıp ağız kısımlarını elimizle bastırıp yapıştıralım. 

-Kızgın yağda kızartalım, yağdan alır almaz ılık şerbete atalım. 

-Şerbet içinde 2-3 dakika kaldıktan sonra servis tabağımıza alalım. Kalan şerbeti üzerine gezdirip ince dövülmüş ceviz ile süsleyelim.

Bu tatlı sıcak sıcak yenirse daha da zevkli olduğundan ikram öncesi mikro dalgada hafif ısıtıp, üstünü daha sonra süsler ve sıcak soğuk tezatı yaratma adına vanilyalı dondurma ile ikram ederseniz harika oluyor. 

İçine ceviz ve çikolata yerine kaymak da konabilir.

Her durumda afiyet olsun, kilolar uyusun, sefası yanınıza kâr kalsın:)..





   

25 Temmuz 2014

EĞER UYURSAK FÜZELERDEN KAÇAMAYIZ, ÇABUCAK ÖLÜRÜZ. UYUMAYALIM ANNE..




BU MU SAVUNMA HAKKI?..
SİVİLLERİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMAK VE KATLİAMDAN ZEVK ALMAK..


İsrail ordusunun hafta sonunda vurduğu Şicaiyye’deki katliama ve çocuk ölümlerine tanık olan Filistinli gazeteci Ömer Gıreyb, ‘The Electronic Intifad-Elektronik İntifada’ isimli internet sitesinde bir makale kaleme aldı.“Biz Filistinliler ne zaman insan yerine konacağız? Çocuklarımız ne zaman insan haklarına kavuşacak ve güvende olacak?” diye soran Filistinli gazetecinin yazısı, Gazze’de yaşayan çocukların dramını gözler önüne serdi. İşte o yazıdan satırbaşları...
BÖYLE BİR DÜNYAYA ÇOCUK GETİRMEYECEĞİM

“(...) Her şey cumartesi günü başladı... Bombardıman hiç durmadı. Hepsini evden duyuyordum. Patlamaları sayamamaya başlamıştım... O geceyi tarif edecek söz bulamıyorum. Şicaiyye yanarken, Gazze bir alev topu gibi görünüyordu... Yıkımın fotoğrafları ancak sabah ortaya çıktı. Ama asıl acı verici olan ve nefesimi kesen şey, çocuklarının cansız bedenlerini taşıyan ebeveynlerin fotoğraflarıydı. Çocuğunun cansız bedenini kollarında taşıyan bir babanın yaşadığı yıkımı hayal edebiliyor musunuz? Çocuğunu koruyamadığı için yaşadığı utanç ve suçluluk duygusunu? İşte o an asla çocuk sahibi olmamaya karar verdim. Böyle bir dünyaya çocuk getirmeyeceğim. Çocuklarımın ölümüne seyirci kalmayacağım... Nasıl bir dünya komple bir bölge ve içerisindeki insanların yok edilmesini ‘meşru müdafaa’ olarak düşünebilir? Çocuklar nasıl ‘terörist’ ve ‘militan’ sayılabilir? ”
ÇOCUKLARI UYKU İLACI İLE UYUTMAYA ÇALIŞIYORLAR
Gece-gündüz saldırıların devam ettiği Gazze’de anneler, bomba sesleri altında korkudan uyuyamayan çocuklarını uyku ilacıyla uyutmaya çalışıyor. 29 yaşındaki anne Muna Rıdvan,bomba sesleriyle titreyen 7 yaşındaki kızı Ravan’ın “Eğer uyursak İsrail uçaklarının attığı füzelerden kaçamayız. Çabucak ölürüz” diyerek uyumayı reddettiğini söylüyor.

http://www.internethaber.com/gazzeden-gelen-en-korkunc-goruntu-4-dakikada...-702731h.htm

22 Temmuz 2014

ONLAR DAHA ÇOCUK..ÇOK ÜZÜLÜYORUM..ÇOKKKK :(





Harita, fotoğraflar ve bilgiler netten. Ben okudum, aydınlandım. Acının nasıl bir süreçte başladığını anladım..

Çok üzülüyorum. İnsanlık adına, inancımız adına, sessiz kalıp seyreden ülkeleri görünce kahroluyorum..

Allahcc, şu mübarek günlerde, Kadir gecesi arifesinde tüm mazlumların, tüm masumların zaferini nasip etsin.

Dünyada savaşlar bitsin.
Zulümler bitsin..

Bolluk ve bereket dolu günler, tüm vicdan sahibi insanlığın yanında seyretsin..

Şimdiden bin aydan hayırlı Kadir Geceniz ve Ramazan Bayramınız mübarek olsun.
Dualarınız kabul olsun.
Acılar son bulsun.. 












İsrail, Filistin`i nasıl işgal etti? 14 mayıs 1948`de bağımsız İsrail Devleti`nin kuruluşundan bu güne haritadaki değişim sizi de çok şaşırtacak. İşte 64 yıllık kanlı işgal hikâyesi…
Aslında bölgede her şey 1917 yılında imzalanan ve Osmanlı`dan kopuş anlamına gelen Balfour Deklarasyonu`nun imzalanması ile başladı. İngiliz bakan Arthur Balfour, Siyonistlerin lideri Lord Rotshild`e resmi bir mektup yazdı. İngiltere`nin Filistin`de bir Yahudi devleti kurulması için Siyonistleri sonuna kadar destekleyeceği yazıyordu.
Bu deklarasyon uyarınca Yüz binlerce Yahudi Siyonizm projesi kapsamında İngiliz mandası altındaki Filistin`e göç ettiler.
Planlı Yahudi göçü ve bunun sonucunda Filistin`de Arapların 6`da 1`i kadar çoğalan Yahudi nüfusuna karşı bir tepki olarak Nisan 1920`de iki büyük Filistin ayaklanmaları yaşandı. 1947de İngiltere, Filistin sorununun çözümünü Birleşmiş Milletler`e devretti. Birleşmiş Milletler Filistin`i iki parçaya böldü. Filistin bu fikre sıcak bakmamasına rağmen, 33 ülkenin oyuyla bu plan kabul edildi. Bir yıl sonra 14 Mayıs 1948de İsrail bağımsızlığını ilan etti.
5 Haziran 1967de 6 gün savaşı başladı. Orta Doğunun haritası bu savaşta değişti. Israil Gazze ve Sina yarımadasını Mısır`dan, Golan tepelerini Suriye`den aldı ve Batı Şeria ile Doğu Kudüs`ü işgal etti. İsrail toprakları bu savaştan sonra neredeyse 2 kat büyüdü. Birleşmiş Millet bu savaştan sonra 242. kararını alıp İsrail`in bu savaşta kazandığı toprakları işgal edilmiş olarak kabul ederek, bir an önce çekilmelerini istedi ancak İsrail, 500.000 Filistinli`nin mülteci durumuna düştüğü bu savaş sonucunda işgal ettiği topraklardan çekilmedi. 1982de Ariel Şaron, savaşı başlattı. Binlerce Filistinli sivil öldürüldü.

1994te Filistin Özgürlük Harekatı ve İsrail Kahire`de görüştü. Bu görüşmelerde yapılan anlaşmanın sonucunda İsrail`in Gazze`nin çoğunu ve Batı Şeria`daki Erila şehrini Filistin`e bırakmasına karar verildi. 2006-2007 yılları arasında Bu kez El Fetih ve Hamas arasındaki çatışmalar gündeme damgasını vurdu. Bağımsız Filistin için mücadele eden bu iki gücün birbirine düşmesi İsrail`in işine yaradı.
Uluslararası kamuoyu, İsrail yönetimine Batı Şeria`da daha fazla Yahudi yerleşimi yapmaması çağrısında bulundururken İsrail İşgal haritasını büyütüyor. Yaklaşık 6 ay önce Savunma Bakanlığı’nın ortaya çıkan haritası, bu topraklarda sistematik bir işgal olduğuna yönelik şüpheleri güçlendirmişti. Batı Şeria ve Gazze`de yaşayan Filistinlilerin, Toprak Günü anması için kitlesel eylemler düzenlediği günlerde ortaya çıkan harita, tartışmalara neden olmuştu.
Dror Etkes adlı bir yerleşim karşıtı eylemcinin bilgi edinme hakkı kapsamında bakanlığa başvurmasının ardından yaklaşık 6 ay önce yayınlanan haritada, Batı Şeria`da İsrail`in sistematik bir işgali olduğuna yönelik iddiaları tekrar gündeme getirmişti.
Harita, İsrail yönetiminin gizlice Batı Şeria`da ki toprakları parsellediğini ve buralara yerleşimler inşa edildikten sonra adlandırdığını ortaya koymuştu.
Etkes, haritada İsrail toprağı olarak belirlenen bölgelerin, İsrail`in Batı Şeria`da inşa ettiği duvarla ayırdığı Filistin topraklarını da kapsadığının altını çizmişti.
Tel Aviv, Lahey Adalet Divanı`n da bu duvarın güvenlik gerekçesiyle inşa edildiğini ileri sürmüştü. Batı Şeria`yı parçalara ayıran duvar, Filistinliler tarafından “işgal duvarı” olarak adlandırılıyor. Haritadaki parsellerin duvar ile kesişmesi, İsrail`in resmi teziyle çelişiyor.
Haritada belirlenen 569 parselin toplam kapladığı alan, 627 kilometrekareye ulaşıyor. Bu da Batı Şeria`nın yüzde 10`una tekabül ediyor.
Etkes`e göre, yerleşimler sistematik olarak büyütülüyor. Bu da İsrail`in uluslararası hukuku ihlal ettiğine işaret ediyor.
1990`dan sonra inşa edilen 23 “yasal olmayan yerleşim”, haritada “uygun araziler” olarak gösteriliyor. Etkes, bu durumun işgali genişletme politikasının bir parçası olduğunu savundu. Haritada dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise bazı isimlendirilmiş parsellerin, yasal olmayan yerleşimlerle aynı adı taşımaları ve bunlardan sadece birkaç kilometre ötede olmaları.
Etkes, İsrail`in böylelikle yerleşimleri bu alanlara doğru genişletmek istediği sonucuna vardığını söylüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, Batı Şeria ve doğu Kudüs`te Yahudi yerleşim birimlerinin inşaatını incelemek için bir heyet göndereceğini açıklamıştı.
İsrail yönetimi ise BM heyetinin ülkeye sokulmayacağını duyurmuştu. İsrail`in Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs`te yerleşimleri bulunuyor. Uluslararası Adalet Divanı, bu yerleşimlerin yasa dışı olduğuna karar vermişti.





Benim adım hâla Filistin..
Ya sizin?..



18 Temmuz 2014

DEMEK Kİ;....





Hiçbir şey yazmayacağım başkaca..
Şu cümle, anlatsın size, duygularımı, düşüncelerimi, gözyaşlarımı..

DEMEK Kİ, yıllar yıllar önceki dünya insanlarından bazıları savunma hakkını kullanıyordu. BÖYLE Mİ DEMELİYİZ BU DURUM KARŞISINDA ŞİMDİ?..


Demek ki neymiş,
Birileri de bir zamanlar; savunma, içten içe kemirene karşı önlem alma, yok etme hakkını kullanıyormuş bu zalimlere karşı, öyle mi?.






BENİM de ADIM FİLİSTİN..
Özgürlüğe vuslatın yakın Filistin..
Bende Filistin'im..


Not: Umarım bugün birçok insan Diyanet İşleri Başkanının 'Cuma Hutbesi'ni dinler..





15 Temmuz 2014

REJİMİ BOZDURDUN BANA ARDA..:)



Benim pide hafif sarkık, tam yuvarlak hatlara sahip değil. Yaşlanmış zannımca ben gibi :)

Aynı onun gibi hazırladım. Malzemeden çalmadım. Hatta harcını bol bol tereyağladım..

Sonuç mu?. Yendi, bitti, gitti..
Üstelik son halinin fotoğrafını bile çekemedim. Fırından çıkardım. Ezan okundu. Hemen paylaştık Goncam'la :).. Ne zaman yedim, ne zaman bitirdim. Dilim damağım yanmadı mı?. Hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım:

Muhteşemdin: 'Pastırmalı Kaşarlı Pide'..

Allah yiyemeyenlere de nasip etsin.
Cümlemizin sofralarını böyle güzel lezzetler süslesin..
En çok da, Ramazan ayında..



Pastırmalı Pide/Tarif Arda'dan..

13 Temmuz 2014, 18:37
Malzemeler;
1 adet yuvarlak ramazan pidesi
10-15 adet dilimlenmiş pastırma
½  su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
3 adet yumurta

Hazırlanışı;
Pideyi alıp ortası havuz olacak şekilde, ortasındaki üst pide katmanını çıkartın.
İçine yumurtaları kırın. Yumurtaların sarısı açıkta kalacak şekilde üzerine ince kıyılmış pastırma, rendelenmiş kaşar peyniri serpin ve 200 derecede önceden ısıtılmış fırında 10-15 dakika pişirin.
Ardanın Mutfağı/TV8
Harika sunumuyla, şirin genç adam:))
Not: Sahura daha çok yakışır gibi ama pastırma sahurda yenirse çok susatabilir. Canınız ne zaman çekerse o zaman yiyin..

07 Temmuz 2014

TATLI EVSİZ :))






https://www.facebook.com/photo.php?v=342625505895181
(buraya tıklayıp izlemeyi sakın ihmal etmeyin)



Günaydınnnn!.

Güzel bir hafta dilerim, güzel dünya'm sana..
Güzel dünya'mın, güzel insanlarına..

Gülümseyerek başlayın haftaya. 
Günleriniz hayır ve bereket dola..





27 Haziran 2014

MAHYALAR SÜSLEYECEK MİNARELERİ, ORUÇ SÜSLEYECEK RUHLARI, BEDENLERİ..





Kutsal kitabımız Kurân-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı, insanlara gönderilmiş ve ilel ebed tek aydınlatıcımız İslam Dininin tohumlarının atıldığı mübarek Ramazan Ayına erişmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz hep birlikte.. 

Manevi duygularımızı en üst seviyede yaşayacağımız bu ayda, bin aydan daha hayırlı olarak nitelendirilen 'Kadir Gecesi' de bulunmaktadır.

Ramazan ayı, oruçlu olmanın, ibadetin, sabır etmenin, yardımlaşmanın, yoksulun halini anlamanın, Allah'ın rahmetine ve bağışlayıcılığına sığınmanın, inanarak Kuranı okumanın, iftar sofralarında buluşarak paylaşmanın ayıdır.

''Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran'ın indirildiği aydır''(Bakara: 2/185) 

Tüm inanların, müminlerin, gönlü Allah sevgisi ile çarpanların mübarek ramazan ayının başı rahmete, ortası mağfirete, sonu ise cehennem ateşinden kurtuluşa vesile olsun inşallah..

Hayırlı Ramazanlar dilerim..

 Osmanlı'da Ramazan/Yamak Ahmet

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”(9) Oruç İslam’ın beş şartından biridir. Tutanlara dünya ve ahiret mükafatı sağlamaktadır. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret (hac) etmektir.”(10)

Geçtiğimiz Ramazanlardan..

26 Haziran 2014

YANILDIN. HERKES SENİ UMURSUYORDU :(



Michael Jackson- They Don't Care About Us- Onlar Bizi Umursamıyorlar.



Yaradan herkesi farkli yaratmış.
Kadın-Erkek
Güzel-Çirkin
Sarışın-Esmer-Kumral
Siyah tenli-Beyaz tenli-Sarı tenli

Buna benzer bir çok fiziksel özellik.. Yaradan yaratmış işte. Kimi cinsiyetini sevmez, kimi boyunu, posunu, ağzını burnunu.

Herkes Bir yerlerini değiştirmeye kalkar. Ya da sadece düşünür. Pek çok insanda vardır değişim arzusu. Kimi saçının rengini değiştirmekle yetinir, kimi göğsünün, kaşının, kalçasının şeklini biçimlendirir.

Michael'de siyahi Bir ​​ailenin çocuğu olarak dünya ya geldi ama hep beyaz olmayı sevdi .. Vitiligo Hastalığının vücudunun bazı yerlerini beyazlatması nedeni ile siyah kalmak ve ya beyaz olmak arasında gidip gelmeler yaşattı düşüncelerine. Beyazlama uğruna kullandığı ilaçlar (çoğunlukla ilaçlarına, Vitiligo tedavisi için olduğunu söylese de yakın çevresi onun beyaz olmaya çaba gösterdiğini söylemişlerdi.) ten renginde beyazlamaya yardım ederken, bu arada psikolojisi de kapkara Oldu.

Yıllar yılı, müzik kariyeri ne kadar yükseklere çıktıysa, albümlerinin rekor düzeydeki satışı kimseler tarafından egale edilemediyse de, ruh hali çok aşağılara düştü. Obsesif-Kompulsif (evham hastalığı), mikrop kapma korkusu onu uzun bir süre halk içine çıkmaktan, konser vermekten, insanlarla temas etmekten alıkoydu.

Hakkında açılan küçüklere cinsel istismar davalarından sonra; yaşadığı bunalımlar ve kullandığı ilaçlar hâd safhaya ulaştı. Hayatının bu sıkıntılı döneminde açılan davalardan aklandıktan sonra din değiştirip İslamiyeti seçtiği, bir Müslüman ülkede camii yaptırdığı bu sebeplerden dolayı da inzivaya çekilme yeri olarak Bahreyn'i seçtiği çok konuşuldu. Uzun süre Bahreyn'de yaşadıktan sonra Los Angeles'a döndü..  

Tekrar konser hazırlıklara başladığını, 8 Temmuz'dan itibaren 50 konser vereceğini (08.Temmuz.2009'da) açıkladığında yer yerinden oynadı. Hayranları 8 Temmuz'da ki konseri beklerken 25 Haziran'da Los Angeles'da ki muhteşem evinden verilen namuhteşem haber tüm dünyaya flaş haber olarak duyuruldu. 

Michael Öldü ..


İsterdik ki daha uzun yıllar aramızda olsaydı. Olmadı:(

O bir efsaneydi.

Müzisyen, Söz Yazarı, besteci, dansçı.

O bir Pop Yıldızıydı.. Bir 'Kral'.

Hiç unutulmayacak.
Yeri kolay kolay doldurulamayacak..




Not: Niye dün yazmadım; unuttum, tarihi karıştırdım çünkü. Unutmayayım da, Begüşe ( küçük kızım yarın-Cuma- Los Angeles'ta olacak) Michael'ın evinin yakınından geçersen fotoğraflarını çekmesini söyleyeyim diye kendime bin kez tekrar ederken, tarihin 25'i geçip 26 olduğunu sonradan fark ettim çünkü..Çünküler çok. Yaşlıyım ve uzak tarihi hatırlamaktan, yakın tarihi unutuyorum çünkü:)) 



25 Haziran 2014

PEMBELİM.. GÖNLÜME TAHT KURDUN BİLESİN.


PUDİNGLİ, KURUYEMİŞLİ KURABİYE..





Romantik bir gününde, pudingli kurabiye yapmış arkadaşımın http://lezzetliatolye.blogspot.com.tr/2014/06/cilekli-pudingin-katklarylabugun.html  orjinal tarifini, ben geçmiş olsun demeye gideceğim bir başka arkadaşım için gecenin 23.45'inde yaptım. Ertesi gün götürdüm. Hani 'Acı Badem Kurabiyesi' olur ya benimki öyle bir kıyır kıyırlıkda oldu. Yapılışında çok ufak eklemesi var tabii. Mesela ben renkli olsun diye çok az gıda boyası kullandım. Kuru meyveler konusunu da kafama göre belirledim. Orjinali daha hoş sunumlu, marifetli ve zevkli arkadaşıma uğrayın mutlaka. Benimki karınca kararınca :). Bakalım beğenecek misiniz..


MALZEMELER:


- 150 gr tereyağ
- 1 Yumurta (Oda sıcaklığında)
- 1 Çay bardağı Pudra şekeri ( çay bardağı kullanmıyor iseniz yarım su bardağı )
- 1 Paket Çilekli puding
- 1 çay bardağı arzunuza göre kuru meyve parçacıkları (ben, 4 kuru kayısı, 1 yemek kaşığı kadar kuru üzüm, 1 incir ve 2 hurma kullandım. Çok minik minik doğrayarak. İçinde belli belirsizdi)
- 1 Vanilya
- 1/2 paket Kabartma tozu
- 5 çay bardağı un (Un kullanılan markaya göre değişiyor. Elinize yapışmayacak ve kulak memesi kıvamında olacak kadar un katılmalı)
- Üzerini bulamak için 2 yemek kaşığı toz şeker.



YAPILIŞI:

* Oda sıcaklığında yumuşamış Tereyağ ve şeker krema oluncaya kadar mikserle çırpılır.

* Yumurta ilave edilir ve tekrar çırpılır. Köpük köpük homojen bir şekilde karışması sağlanır.

* Karışıma, kuru meyve parçacıkları, vanilya, kabartma tozu ve toz puding eklenir artık el ile yoğurulur.

* Son olarak un azar azar ilave edilerek ele yapışmayan, kulak memesi kıvamında bir hamur oluşturulur.

* Hamur buzdolabında en az yarım saat dinlendirilir.

* İstenilen şekil verilerek, toz şekere bulanır ve önceden 160 derece ısıtılan fırında 15 dakika pişirilir. (Üstleri pembe-beyaz kalmalı aman dikkat fazla kalıp yanmasın, kurumasın.) 

*Pişme süresi de, kurabiyelerin büyük ya da küçük olmasına göre değişebildiğinden, küçük yapılması (iri fındık büyüklüğünde) tarif sahibinin tavsiyesidir.

* Fırından alınan kurabiyeler, ılıyınca benmaride eritilmiş çikolata, fındık veya toz Antep ile süslenebilir.


Şekeri çok kaçırmışım:))


19 Haziran 2014

ANKARA'YI GÜLLER KAPLADI..



''Kardeşim, sen, düşünceden ibaretsin. Geriye kalan, et ve kemiksin. 
Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun.'' Mevlâna Celâleddin-i Rûmî


Günü kuş sesleri ile karşılıyorum. Cıvıl cıvıllar mübarekler. Öyle sevimliler ki..

Her sabah; uzun bir süre etrafı ağaçlarla, apartmanların bahçesinden sarkan güllerin, hanımeli çiçeklerinin o muhteşem renk, koku ve güzellikleri ile bezeli sokaktan, çiçeklerle-böceklerle konuşarak, kuşlara selam çakarak ve birçok gül yaprağına öpücük kondurarak yürüyorum.

Şükrediyorum. 

Şu hayatı sevmek için öyle çok sebep var ki. 

Sevmememizi gerektiren sebeplerin, olayların, durumların bertaraf olmasını dileyerek, dualar ederek yavaş yavaş yürüyorum.




Dallarda sallanıyor, birbirleri ile şakalaşıyorlar.

Çiçekleri çok severim ben. Papatyalar, laleler, sümbüller. Menekşeler ve güller.. Aklınıza ne gelirse. Küçük, belki de bir çok kişiye anlamsız helen çiçekleri bile severim ben. Ne de olsa kuzguna yavrusu kartal görünürmüş. Bir çok insanın beğenmediği bir çiçek, kökü için, dalı için, yaprağı için kendisinin orkidesi gibidir.


   
                                        Gibi :)
 Kara sevda'm, kadife yaprağım senin çiçeğin kötü demek istemedim. Küsme bana. Teşbihte hata olmaz..
Sizlerde küsmeyin kır çiçekleri..




Sonbaharda, yapraklar solarken, çıplak kalmış ağaçlardaki yuvalar nasıl burkarsa içimi;



Yeşil yapraklara kavuştun ya. Daha ne istesin bu gönlüm, benim güzel kuşum..
Bahar coşkusu, güller ve daha nice nice çiçekler ile yaza merhaba demek beni o kadar çok mutlu eder..



''Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selvi'yi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.'' Mevlâna Celâleddin-i Rûmî


Her bir kare ayrı bir bahçe girişi..

Gülü koklamış sınızdır, mis gibi kokar. Cennet gibi kokar.

Gül yaprağına dokunmuş sunuzdur, yeni doğan bebe yanağı gibi, yumuşacık ve pürüzsüzdür.

Bundan değil midir ki, peygamber efendimizi(s.a.v) güller ile anarız.

Bundan değil midir ki, sen gül de yüzünde güller açsın deriz. 

Bundan değil midir ki, sevgiyi, sevgiliyi, canı cananı, cananda ki teni kokuyu güle, güllere benzetiriz..

Gülleri severim ben; beyaz, kırmızı, sarı, pembe gönlüm sende. Kimi sıklamen rengindedir. Kimisi lila. Kimi resmen mercan rengi yani kayısı rengindedir, kimisi şeker pembe.







Kırmızıdır aşık ile maşukun rengi, beyazdır masumiyetin simgesi.. Sarı gül, arkadaşlığın, dostluğun, kıvanç ve sıcak sevginin göstergesi, mercan rengi gülde ise arzu, istek ve özlem gizli.

’Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.’’ Mevlâna Celâleddin-i Rûmî



Bu bahar, bu yaz; Ankara'yı güller kapladı. Sevgi ve mutluluğu kalbime sapladı..

           

                                



Gül Renklerinin Anlamları :
Kırmızı gül: Aşk, tutku, şehvet, saygı, yüreklilik, çekingen, utangaç.
Beyaz gül: Masumiyet, saflık, temizlik, gizlilik, saygı, alçakgönüllülük, korku, layık olma, sır saklama, özgürlük.
Sarı gül: Sevinç, dostluk, arkadaşlık, kıvanç, memnuniyet, sıcak sevgi, kıskançlık
Mercan rengi gül: Arzu, istek, özlem, güzellik.
Açık pembe gül: Zarafet, incelik, memnuniyet, keyif, hayranlık, sempatik, kararsızlık, nazik.
Koyu pembe gül: Minnet, şükran, takdir.
Lavanta rengi gül: İlk görüşte aşık olmak, sihir, gizem.
Turuncu gül: Cazibe, büyüleme, istek, heves, gayret.
Mavi gül: İlahi aşk, eşsizlik.
Mor gül: Ebedi aşk.
Kırmızı-sarı alaca gül: Neşe, şen, sevinç.
Sarı-pembe-beyaz alaca gül: Sosyal, arkadaş canlısı. Alıntı: http://bilimlersitesi.tr.gg/

Bir tek bu kare benim çektiklerimden değil. Netten..Sarı gül az yer almış foto karelerimde diye..











Ve havada hanımeli kokusu, kulaklarımızda güllerin şarkısı ile şimdilik elveda..