30 Nisan 2014

KAPILAR SONUNA KADAR AÇIK.. ÇOK ŞÜKÜR HAYIRLISI İLE KAVUŞTUK MÜBAREK ÜÇ AYLARA.






Rahman ve Rahim olan Allah'ın(c.c) adıyla..
(Merhanet eden, esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın (c.c) adıyla... 

Yaşayan, nefes alan tüm mü'minler için rahmeti, bereketi, feyiz'i bol olan, büyük olan Recep, Şaban ve Ramazan aylarının başlangıcına üç aylara ulaştık. İnsanlık için yaratılmış olduğu bu alemde, aldığı her nefes çok değerlidir. Ancak bazı zamanların değeri, anlamı daha da büyüktür. İşte kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de de özellikle belirtilmiştir ki; içinde mübarek gün ve gecelerin olduğu kameri aylardan üç ayların ilki Recep, ikincisi Şaban ve üçüncüsü ise Ramazan ayıdır. 

Regaib, Miraç, Berat ve Kadir gecelerini üç ayların içerisinde idrak ederiz. Müslümanlar arasında bu ayların değerli kabul edilmesinin en önemli sebeplerinden birisi Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) bu aylar hakkında verdiği bilgiler ve kutsal kitabımızın üç aylar içinde indirilmiş olmasıdır. Rasûlullah(s.a.v) Efendimiz  ' Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ise ümmetimin ayı' buyurmuşlardır..

Tövbe kapılarının ardına kadar açık olduğu Receb ayının (Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır. İnsan hatasız değildir. Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) “İnsanların hepsi hata edici ve günah işleyicidir. Hata edenlerin en hayırlısı ise, hatasını bilip tövbe edenlerdir”ilk cuma gecesi Regâib kandilidir. Peygamberimizin, Yaradanımızın manevi ikramlarına eriştiği bu gece, üç ayların ilk kandilidir.. 

Mübarek üç ayların; dayanışmanın, birlik ve dirliğin, şefkat ve maneviyatın güçlendiği haleti ruhiye içerisinde güzel amellere vesile olması dileklerimle, üç aylarınızı kutlarım..


UNUTMAYALIM Kİ;
·      Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasad ayıdır.               
Yıl; ağaç gibidir. Recep; ağacın yaprakları, Şaban; meyvelerin olgunlaşması, Ramazan ise olgunlaşmış olan meyvelerin toplanmasıdır. (Netten Alıntı)

Yüce Allah(c.c) dualarımızı kabul etsin..
Üç aylarımız mübarek olsun.
Şimdiden yarin ki Regaib kandiliniz de mübarek olsun..

Amin..


Fıstıklı, cevizli, portakal kabuklu irmik helvasını bu sabah erkenden kalkıp yaptım. Arkadaşlarım ılık ılık yesin, ölmüşlerimizin ruhuna ruhuna dua etsin, berekete vesile olsun diye..
Ama yolda üstünün süsü bozulmuş az biraz:( Tadı mı, süpsüper olmuş.. Yiyenler öyle dedi..


 Bir tabak da akşam bana:)
Esinti Penceresi'ni okurken:)

22 Nisan 2014

KEYİF YAPACAĞIM...





Merhabaaaa!.

Güne, güneşe, hayata ve tüm dostlara merhaba..

Merhaba kuşlar, fısıldayan rüzgar, kalbimde huzurlu ve mutlu bir kıpırtı var..

Merhaba aldığım nefes, yaşadığım dünya, sevdiğim ülke!. Merhaba..

Şöyle bir deniz kenarı bulsaydım. Kıyıcığında bir ağaç. Sararmış yaprakların yerini yeşile bıraktığı. Kocaman dalları arasında bir hamak. Ya da gölgede bir salıncak.

Yüzüme gülleri ektim. Kalbimde çimenler uzadı.. Uyanıp, dirilen doğa beni de kendine mi benzetti. Avuçlarımda ki bir nebze toprak da hayatı kokladım, baharı okşadım.

Ya beni de hamaktan atarlarsa :)

Dedim ya keyif yapacağım, hamağa kurulacağım. Nerdeee!. 

Sadece bir hafta boşum. Söz verdiğim ve yapamadığım üzere dostları okuyacağım.. Vaktim kalırsa da bol bol(uyuyacağım dermişim) dinleneceğim..

Adı: Şeker
O bir hanfendi:)
Keyif yapmayı, uyumayı ve sevilmeyi seven yaşlı bir hanımefendi... 
  
Aslında biraz endişeliyim. Herkesi ziyaret edemezsem.. Ohooo şimdi Deep onlarca yazı yazmıştır. Biri pişirmiş, biri gezmiş, biri anlatmış, biri de bana da uğruyacaksın demiiii diye seslenmiştir...

Duyuyorum, görüyorum, hissediyorum hepinizi seviyorum ve beş dakika sonra listemin en eski yayınından okumaya başlıyoruuuummm..

Herkes Pc başına,
Vuslat abla (güzin abla der gibi oldu ama) geliyorrrr :)
  

07 Nisan 2014

SESSİZLİKTEN YORULDUM ve KISACIK BİR AN İÇİN DÖNDÜM..Musmutluyum.





Biliyorum suçluyum!.

Sade ve Derin'in tanıtım yazısı için bıraktığınız yorumları cevaplamaya giderken, aklıma gelen 'Anka' hikayesini yazayım daha sonra o cevaplara geçerim dedim, olmadı!. Suçluyum.

Siz; 7 iklime ulaşmaya çalışan kuşun hihayesini okurken ben kâh ders çalışırım, kâh uğrar sizleri okurum iki satır karalayamasam da dedim, dediklerimi gerçekleştiremedim:(. Suçluyum.

Ara sıra uğradım, ne yazdığınıza baktım lakin ne yorum bıraktım ne de en ufak bir iz. Suçluyum..

Bazen kendimi kendime sığdıramıyorum. Bazen de küçücük ben kendimdeki koca boşluğu dolduramıyor, içimde bir yerlerde kayboluyorum. Bazı zamanlarda ise kendime bile uğrayamıyorum.

Neler oldu bu bir buçuk ay da?.

Karlar yağmadı, yollar kapanmadı. Ama benim kelimelerim yol iz bulamadı, sevdiklerine kavuşamadı.

Ne yaptım bu sürede?. 

Ülkemi seyrettim. Kâh üzülerek, kâh sevinerek.. Kendime ait fikirleri korudum, başkalarının fikirleri şiddet ve celâl içermiyor ise saygı duydum..

Hasta yeğenimin küçük kız kardeşi de aynı hastalık ile tanıştı, üzüldüm..

Anam, canım anam, cefakâr anam da hastalandı, yine üzüldüm..

Çoook misafirler ağırladım, çoğu yabancı.. Ülkemin güzel mutfağından her birine bin bir tat sundum, azıcık yoruldum..


Bazen böyle sofralar.. (Masadakiler: turşulu patates kavurması, ızgara köfte-mantar,-soğan, kornişon turşu, galeta ununa bulanarak kızartılmış kabak rulosu, yoğurtlu köz kapya ve patlıcan, muhtelif kızartma ve yoğurt, deniz börülcesi salatası, kıvırcık salata, sebzeli lazanya, kremalı ve üstü çukulata kaplı cevizli ekler baklava, kestane şekeri.
Yine karışık bir menü..:) 

Bazen tepsiye hazırlayıp yurt dışına yollamalar:))
Kadayıflı cevizli baklava yufkasından şirin rulolar..
Cüzdanımın ağzında aft çıktı, boş midesi, bağırsakları sızım sızım sızladı, guruldadı :))

Geçen yaz evi taşımıştım, bu kez de iş yerinde taşındık. 50 yıllık binadan yeni ama sevimsiz dev bir binaya, koliler, paketler, tonlarca kağıt, evrak vs. götürdük, yerleştik yerleştirdik..

Ne çay ocağımızın, ne lavabonun ne de mesai arkadaşlarımızın odalarının yolunu bulabildik; devasa binada:(. Her zaman ki gibi yeni eskiyi, gelen gideni arattı. Sizin anlayacağınız di'li zamanlar mış'lı zamanlarımıza el salladı..

Ders çalışamadım. Başımı bile kaşıyamadım çoğu zaman:(.

Aklım sizde..

.....'m ne paylaşmış, ......'m ne pişirmiş, .....'m ne dikmiş, ......'m nereye gitmiş, .....'m ne düşünmüş, ......'m kimin fikrini beğenmemiş, .....'m kimi alkışlamış.

.....'m ne yazmış, hangi hikayeyi peşine takmış..

Ya da kimler özlediğim kadar özlemiş:))

Daha pek çok şey oldu bu bir buçuk ay da..Ufak tefek ama beni doldurdu, durdurdu!.

İki dost ve kardeş blog kaçmış gitmiş benden:( Üzüldüm. Kim bilir fikirleri benimkinden farklıydı. Ben dünyanın tüm renklerini severim lakin en çok sevdiklerim hangisi belli etmemeye çalışırım belkide kaçaklar sadece siyahı, eflatunu, pembeyi seviyordur örneği gibi:). Olsun, ziyanı yok, gelen de, giden de yerinde sağ olsun..

Bir buçuk yıl sonra mezun olacağım. Kocaman kocaman makamlara talip olacağım.. Sonra; artık yeter deyip emekli memur olarak bu fani dünyadaki meşguliyetlerimin yönünü değiştireceğim..

O zamana kadar, şu diplomama bir ivme kazandırana kadar, hadi hedefi kısaltayım yaz tatiline kadar beni mazur görür müsünüz?..

Mesela arada kaçırdığım şeyler var ise ki mutlaka olacaktır, o zaman okumamı mazur karşılayacak mısınız?.

Gerçi; sessizlikten yoruldukça ben buradayım diye bağırırım.

Ben buradayım, beni unutmayım, öldüm, gittim, blogumu kapattım, sizi unuttum sanmayın!.

E'miiiiii?..

Ölene kadar dost'uz demi?..