28 Şubat 2013

BİR ÖP'TÜN, PÎR ÖP'TÜN.. KÂH AŞK İÇİN ÖP'TÜN, KÂH ECEL İÇİN..BUGÜN DE GİDİYORSUN ŞUBAT...






Soğuk bir ay'sın Şubat..
Soğuk ve küçük bir ay.
Senelerin en küçük ayı..

Şubat ayının batılı dillerdeki adları, Roma arınma tanrıçası Februus'ın adından gelir. Romalılar kış mevsimini aysız kabul ettikleri için Ocak gibi Şubat ayını da sonradan eklemişlerdir takvime. Bu değişiklik Roma takvimine M.Ö 700'lü yıllarda Pompilius tarafından yapılmıştır.. 

Ayy biraz gayret edipte zavallı Şubatı'da 30-31 değişkeninden yapaydı ya!. Tutmuş 28-(ve 4 yılda bir de) 29 ile değişken yapmış.

Eee Şubat!! hem sonradan eklenme, hemde diğer aylara göre kısacık, küçücük bir ay olarak takvime kazınmanın acısını hıncını kâh ecele, kâh aşka öptürmeyle almış Ademoğlundan.:)    



Neler mi olmuş Şubat ayında?..
Haydi başlayalım 28 günlük yolculuğumuza..

01 Şubat'da yüzyılın büyük icadı Sinematografi icat edildi..Yani hareketli görüntü..Yani Sinemaaa!. 1895 yılında Lumiere kardeşlerin icadı ile Sinema girdi tüm hayatımıza..(bu güzel bir öpücük)

Yine 01 Şubat'ta; Barış'ımsız kaldım bu hayatta(1999). Basın camiasının usta kalemi Abdi İpekçi öldürüldü(1979). Bolu'da deprem oldu(1944) (bunlar kötü öpücük) ve Ayasofya Camii Müze olarak ziyarete açıldı(1935)..

02 Şubat'da Japonya'da 200 bin kişinin öldüğü bir deprem oldu(1703). Suriye'nin Hama kentinde ise 10.000 ile 25.000 kişi diye açıklanan Müslümanların katledilmesi..

03 Şubat 1966'da insansız uzay gemisi ilk kez Ay'a indi. Yaser Arafat Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğine getirildi(1969).

Ne yalan söyleyeyim 04 Şubat'a baktım baktım Balkan Paktı'nın imzalanmış olması dışında aman aman bir olay bulamadım(1034).

Ooo; 05 Şubat'da Fatih Sultan Mehmet tahta çıkmış(1451). İyide olmuş..(bu şahane bir öpücük. Çünkü sonuç 'Fetih İstanbul'). Bu gün birde eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci ölmüş(1993).

06 Şubat'da Laiklik ilkesi Anayasaya konmuş(1932).

07 Şubat'da Maraş Kahraman oldu(1973) İstanbul Şan Sineması ise 'yandı, kül oldu, tamamen yok oldu' (1987).

Şubatın ilk çeyreğini tamamladık, haydi biraz  gülelim:
   



Güldürmedi mi bu karikatür sizi, soğuk mu geldi. Ne yapayım yani, Şubat'da soğuk. Üşüdü espiri kabiliyetim:)

Geldik 08 Şubat'a. Jules Verne dünyaya geldi(1828). Antep'de oldu 'Gazi'(1921).

09 Şubat pek dolu: Minarelerde ilk kez kandil yakıldı(1558), İstanbul Boğazı Şubat soğuğuna yenildi tamamen dondu(1621), Avusturya İmparatorluğu Osmanlı Devletine savaş açtı(1788), Suç ve Ceza öksüz kaldı(1881 Dostoyevski'nin ölümü).

10 Şubat'da Küba'nın Efsane Lideri Fidel Castro dünyaya geldi(1918), 2.Abdülhamit öldü(1918), Fransız Normandie Gemisi Newyork limanında battı(1942).

11 Şubat'da neler olmadı neler..Thomas Alva Edison doğdu(1847), Adalet Partisi kuruldu(1961), Kore Kahramanı General Tahsin Yazıcı öldü(1971), İran İslam Cumhuriyeti kuruldu(1979), I will always love you. Always miss you. Çünkü Whitney Houston öldü(2012).



Seni daima seveceğim. Daima özleyeceğim.

12 Şubat'da ölüm var yazacağım. 1934'de Ünlü Şair Cenap Şehabettin, 1992'de Kayınpederim Hüseyin, 2013'de ise nam-ı diğer Nuri Kantar Tekin Akmansoy vefat etti..

13 Şubat'ta Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.


   
Geldik 14 Şubat'a. Kusura bakmayın hiç de bahsedemeyeceğim size 1876 yılında telefonun icat olduğundan, 1955 yılında Alsancak Limanının temelinin atıldığından. Ölümlerden doğumlardan..Zira bu gün sevgililer günü.. Aşkın günü, aşıkların günü..



  
Bu şarkı da benden tüm aşıklara:)..



15 Şubat'da enteresan bir gün..Hala aklım ermiyor bir türlü bu işe; burnumuzun dibindeki Rodos ve 12 adalardan nasıl çekilmişiz?(1947). Nasıl başkalarına bırakıp gitmişiz..

Aaa biliyor musunuz bu günün enteresanlığı nereden geliyor?. Almanya'da Bavyera'lı iki genç hiç üşenmemiş Münih'de tam 31 saat aralıksız öpüşerek Guinness Rekorlar Kitabına girmiş (Pamela Stern ve Matthias Brandstetter 2005). 


  
Yine 15 Şubat'ta Türk Tiyatrosunun duayeni Muhsin Ertuğrul dünyaya geldi(1892).

16 Şubat'ta Naylon girdi hayatımızın her alanına(1937), Türk Hava Kurumu kuruldu(1925). Daha neler neler..

Sıkıldınızmı?..

Dur bir kaç gün atlayayım. Gidip bir yakışıklıya çarpayım(19 Şubat senelerin en büyük aşkı doğdu:)).


  
Biraz daha atladım, 23 Şubat'da çaldı ilk kez cep hattım(1994). 



Haydi bitirelim Şubat'ı. Önümüzdeki sene hatırlayalım kalan diğer günleri, olayları(inşallah).

Bugün 28 Şubat..
Ayın son günü.
En küçük ayın veda zamanı..

Neler oldu 28 Şubatta..
Şöyle bir yad edelim..
Sonra Mart ayına doğru çıkalım yolculuğa..

Ömer Seyfettin doğdu 1884'de. Of kurtuldu şu bizim Of(1918)..Islahat Fermanı ilan edildi (1856), İstiklal Marşımızın Bestecisi Zeki Üngör vefat etti(1958). İsveç Başbakanı Olof Palme uğradığı suikast sonucu öldürüldü(1986), Körfez'de ateşkes ilan edildi(1991). NATO tarihinin ilk saldırısını Sırplara karşı gerçekleştirdi(1994).

27 Şubat 2011'de 54.Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan öldü, 28 Şubat 1997'de post-modern darbeyi gördü..


    
İşte böyle dostlar..
Kimi doğdu, kimi öldü..
Bazen mutluluk öpücükleri, bazen ecelin soğuk busesi..

Bir Şubat ayı da böyle geçti, gitti..
29'uncu günü bu yıl takvimlere küstü.
Görürsünüz bakkk! bir daha ki sene de gelmeyeceğim, kendimi size özleteceğim dedi..

Güle güle Şubat, lütfen bana bir öpücük bırak..





26 Şubat 2013

DOST'a Başsağlığı, ZALİM'e Merhamet Yarab..


DAHA BU NE Kİ!!.  
NİCE VAHŞET VAR FOTOĞRAF KARELERİNDE...








Bugün; tarihe kara bir leke olarak geçen Hocalı Katliamı’nın 21.yılı.
Acıların dinmediği, gözyaşlarının dinmediği, üzüntülerin dinmediği 21 yıl..

26 Şubat 1992 yılında; dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı Mevkii; Ermeniler için askeri bir hedef niteliği taşımaktaydı. Bölgenin tek havalimanını içinde barındırması nedeni ile stratejik bir konumda olan Hocalı’yı,  Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin üssünün de burada bulunması sebebi ile önce birkaç ay elektrik, gaz vs. ihtiyaçlarından halkı tecrit ederek abluka altına alan Ermeni güçleri,  o melun günde ise kadın- erkek- çoluk- çocuk- yaşlı demeden toplam 613 kişiyi hunharca öldürmüş, 487 kişiyi ağır yaralamış, 1275 kişiyi rehin almıştır. 150 kişinin hala akıbeti belli değildir ve tarihe bu gün, acı yaraları içinde barındırarak kanla yazılmıştır.

Bugün bile esefle, keder ile içimizi paramparça eden bu katliamı; Kafkasya sorunu, Hocalı sorunu, Azerbaycan-Ermenistan sorunu olarak basite indirgeyip anlatmak, ifade etmek Azerbaycan’a karşı ayıptır. 

Ve kınamayan, kınamaktan imtina eden dünyanın da büyük ayıbıdır..

Bu katliamı, bu barbarlığı yaşayan kardeşimiz, dostumuz Azeri Halkının elim  kederini aynen paylaşıyor, bir daha böyle hunharca yaklaşımlara maruz kalmamalarını diliyoruz. Azerbaycan'ın acısına ortak olmayan Dünya Ülkelerinin de ellerini vicdanına koyarak sorunları halletmede, dostumuzun yanında olmaları ümidini taşıyoruz.

Hayatlarını kaybedenlere yüce Allahcc’tan rahmet, zalime merhamet, Azerbaycan halkına başları dik, ruhları özgür, nice umut dolu günler temennisi ile tekrar başsağlığı diliyoruz..





22 Şubat 2013

VUSLAT KEBAP, BEĞENİLMESİ SEVAP, BEĞELMEMESİ AZAP:)


BİZZAT TARAFIMDAN EVDE YAPILDI, FIRINDA PİŞİRİLDİ, AFİYETLE YENDİ, HERKES BEĞENDİ:)..








Malzemeler:

750 gr. orta yağlı 1 kez çekilmiş kıyma veya zırh kıyması, 50-100 gr. kadar kuyruk yağı, birkaç dal maydanoz, 3-4 diş sarımsak, tuz, karabiber, 1 paket lavaş ekmeği, garnitür için arpacık soğan, domates, biber vs.

Yapılışı:

-Kıymanın içine ince kıyılmış kuyruk yağını, ince kıyılmış maydanoz ve sarımsağı ve baharatları ekleyip güzelce yoğuralım.
-Elimizi biraz ıslatarak, yassı tahta şişlere köfteyi geçirelim. 
-Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizelim.
-180 derece fırında pişirelim.
-Isıtılmış lavaşlara garnitürleri koyup köftelerimizi de içine koyup servis yapalım.

Gayet basit arkadaşlar. İsteyen içine acı biber atar acılı Adana gibi yer..

Ben Oktay Usta yaparken gördüm. Yaptım şahane oldu. Sık sık yapılabilir, kolay ve lezzetli.

Her hafta yapalım dedim eşime, o da: 
-Yapalım yapmasına da sen her hafta 750 gr. kıymayı alabilecek parayı hazır et. Ben emekliyim dedi:))

Afiyet olsun..


  

19 Şubat 2013

BU GÜNÜmüzü SEVİYORUM...




Senelerin en küçük ayında doğan en büyük AŞK'a:))


Geçen yıl anlatmıştım hikayemizi..
Bizim hikayemizi.

Bu yıl yeniden anlatmayacağım. Merak eden, bilmeyen kalmadı ama yinede okumak isteyen varsa buyursun buraya:) http://yazyam.blogspot.com/2012/02/seninle-yasadim-seninle-yaslanmak.html

Bu yıl, bizim sloganımızı tekrarlayacağım yine: 'Senelerin en küçük ayında doğan en büyük aşk'a'. 

Milky way scientists fotosu.

Nice günler yaşadık..
Nice güneşli günleri karşıladık birlikte, nice fırtınaları ardımızda bıraktık el ele..Ağır ağır yol aldık, bugüne vardık. Çok şükür..
Tabi ki fikir ayrılıklarımız, farklı zevk ve beğenilerimiz oldu zaman zaman. Lakin birbirimizi sıkmadık, özgür ve özgün bıraktık. Uzlaşma zemininin kapılarını kapatmadık. Açık bıraktık.  

Birlikteyken yalnızlığı özlemedik de, yalnızken birbirimizi özledik her zaman.

Bizim için tanıştığımız bu gün, çok değerli oldu her yıl. Evlenme yıl dönümümüz kadar, doğum günlerimiz kadar..

Yılları yıllara eklerken sadece sevdik..

  
Dileğimiz sevenlerin, sevgileri hiç solmasın..
Kurulan tüm yuvalar, olsun mesut ve bahtiyar.

 Sevgimizin aşkımızın üstünden

Sene geçti, mevsim geçti, ay geçti
Hülyamızın, rüyamızın üstünden
Yağmur geçti, dolu geçti, kar geçti



Ne birleştik ne ayrıldık biz
Kış geçti, bahar geçti, yaz geçti...
Bu aşkın bu sevdanın üstünden
Hayat geçti, ömür geçti, yaş geçti...

Nice yıllar bize,
Gökten düşen üç elmanın biri size..



15 Şubat 2013

KUCAKLAMAK İSTİYORUM HEPİNİZİN GÜZEL DÜNYALARINIZI...





Binlerce tanımı vardır belki özlemenin..
Binlerce çeşit ifade edilişi..
Binlerce değişik hissedilişi..

Nedir ki özlemek?.
Uzun zamandır yapmadığın bir şeyleri yapma arzusu mu?.
Yokluğunu kalbinin en derininde hissetmek mi?.
Buradayken orada olmayı istemek mi?, oradayken burada kalanlarını düşünmek mi?.. 

Şiddeti zamanla artan, kalbe heyecan katan, sürekli beslenen, sürekli büyüyen..

Her insanın hayatında özlediği şeyler vardır. Çünkü ne yaparsak yapalım herkesi, her şeyi aynı anda hayatımızda bulamayız. Mutlaka özleyeceğimiz bir şeyler kalır sağımızda, solumuzda.

Geçip giden hayatı özlemek, çocukluğumuzu, anamızın yemeğini, uzaktaki yavrumuzun kokusunu, babamızın ocağını, memleketimizi, vatan toprağını, arkadaşları, dostları, blogları..

Özlemek güzel şey. Özlenecek şeylerinin olması daha da güzel. 

Her özlem hayatın bir parçası..

    
Haydi gezdireyim sizi, sizi özlediğim yerlerde.
Haydi bir kez daha bakayım sizlerle birlikte, özlediğimi bıraktığım bu yere..

Haydi vakit kaybetmeyelim kucaklaşalım, her birimizin güzel dünyalarıyla.

Çünkü hayat çok kısa ve özlediklerimiz çoğunlukla çok uzaklarda...












Özlediğim uğur böceğime...

04 Şubat 2013

KİMİNE PASTA, KİMİNE KEK...





Yakın bir arkadaşımın doğum günüydü geçtiğimiz Cuma..
Hani Barış'ım için üzüldüğüm gün. Arkadaşım izinliydi. Bende dün gece ona bu keki yaptım. 

Tarif vermeyeceğim. Bildiğiniz kek tarifi işte. Hani 3 yumurtanın 1 bardak şekerle krema olana kadar çırpıldığı, içine 1 bardak yoğurtla 1 bardak zeytin yağının konduğu, sonra da 3 bardak havalandırılmış; karizmatik kokusu vanilya ile tarçın, kabartma tozu, hindistan cevizi ve dövülmüş fındık ile zenginleştirilmiş una eklenen, yağlanmış kalıba dökülüp, 170 derece fırında 30-35 dakika pişirilen malum kek tarifimiz var ya işte o. Niye şimdi burada tekrar tekrar yazayım ki değil mi ama?:))

Üstüne 1 parça benmari eritilmiş çukulata ekleyip, acısı çıktıktan sonra şekerle haşlanmış portakal kabuğu ile de süslemek, renkli şeker ve hindistan cevizini de boca etmek arzuya tabidir demi ya:).





Afiyet bal olsun.

Londra'ya gidiyorum dostlar. Ben dönünceye kadar:
1-Bana çok şey kaçırttırmayın. Zaten çok yavaşım bu aralar..
2-Beni özleyin, sizi özleyeceğim kadar.
3-Bana dua edin, sağ salim gidip geleyim..

Tatlı haftalar hepinize.. 

   

01 Şubat 2013

BARIŞ'ımsız bir yıl daha..




Dudağında ay lütufun, seneler sonra bugün 
Dayı emmi yaşlanmış, develer kervan olmuş 
Zeynebimden haber sordum, başkasına yar olmuş 

İşte hendek işte deve, ya atlarsın ya düşersin 
Baktın olmaz vazgeçersin, zordur almak bizden kızı 
İşte Halep, işte arşın, ya aşarsın ya biçersin 
Baktın olmaz vazgeçersin, zordur almak bizden kızı 




netten..
Bu gün bir çok unutmayan yürek seni anacak Barış'ım..

Bu gün bir çok seven şarkılarını dinleyecek, seni ne kadar özlediğini düşünecek, arkandan bir kez daha dua edecek..

Hayatını anlatanlar olacak, anılarınızı da..

Evlatların, sevenlerin, eserlerin. Bu gün sen olacaksın dilimizde..

Nur içinde yat.
Seni çok seviyorum, seni çok özlüyorum..
Seni her zaman dinliyorum..


Gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutamadım seni..
Unutamadım, unutamayacağım, ne olur anla beni..



Bu da geçen yıldan..
http://yazyam.blogspot.com/2012/02/ben-olmaliydim-2.html