Velayet kimin olacak.. -37
Melih kimde kalacak?.
İşte bütün mesele bu sorunun cevabında..
Şimdi bir kaç gün öncesine dönelim..O sabah uyandığımda kulağımın çınlaması geçmişti. Acıyordu, biraz da ağrıyordu. Ama dün akşam ki gibi çınlamıyordu. Annem mutfakta kahvaltı hazırlıyor. Üstünü başını giyinmiş. Demek ki yine gidecek ablama.
Usulca mutfağa girdim. Bana arkası dönük. Ocakta bir şeyler yapıyor..Tuvalete girdim. Canavarlar yok ortada..Ne sesleri var, nede kendileri..
Ohhh!..
Çarçabuk kahvaltı yaptık. Annem gitti. Beni nereye bıraktı. Yanında kim vardı. Bu telaş niye?. Hatırlamıyorum..
Sonra, uzunca bir süreyi hatırlamıyorum..
Eşyalar
toplanmış seninle birlikte
Anılar
saçılmış odaya her yere
Sevdiğim o
koku yok artık bu evde
Sen
Masamız
köşede öylece duruyor
Bardaklar
boşalmış her biri bir yerde
…………………..
Peki, bir ev dağılırken, eşyalar oraya buraya saçılırken babam neredeydi, Melih kimde idi?.. Bunu da hatırlamıyorum..
Sonra, sonra yine hatırlayamadığım zamanlar var anılarımda..
**
Babam bir polis getirdi kapıya, annemi de aldılar üçü birlikte Karşıyaka'ya gittiler. Otomobil ile..
Niye ki?..
Akşamın geç bir vaktinde döndüler eve. Yorgun argın..Ama bebecik yok. Elleri boş. Yakalayamamışlar onları, alamamışlar minik oğlancığı.
Ablam nerede bu arada. Ben neredeyim ki, şimdi?.
Yine günler günleri kovaladı. Nihat amca geldi bir öğle vakti(Nihat amca, annemin yeğeni Aysun ablanın kocası hatırlarsanız. Adliye'de ya mübaşir, yada zabıt katibi diye hatırlıyorum mesleğini.),
*ön duruşma günü belli oldu dedi. Sıkmayın canınızı. İnşallah alacağız çocuğumuzu.
**
Ön duruşmada; çocuk çok küçük diye, polis nezaretinde haftada bir görme izni çıkmış galiba, ablama..
Eskiden boşanma davaları sonuçlanana kadar, çocuklar kimde kalmışsa, yani kim çocukları kaçırıp mahkeme gününe kadar elinde tutabilmişse velayeti alan, mahkemeden kazançlı çıkan o olurmuş.
Velayet savaşına konu çocuğun çok küçük bir bebek olması, kız veya erkek olması durumu bir nebze değiştirse de, son mahkemeye kadar herkes birbirinden çocuğunu saklar veya polis nezaretinde geçici görüşme yaparmış. Nihai mahkemeye kim kucağında yada elinden tutarak getirmişse, hakim nafaka ve velayet kurallarına karar verir, çifti boşarmış..
Öyle ki, büyük çocukların bir kolundan biri, diğer kolundan diğer ebeveyninin çekiştirmesi nedeni ile, birçok çıkıkçı işi çıkmıştır eminim:)
Peki biz, yani ablam, polis nezaretinde görüş hakkına sahip iken Melih'i nasıl kaçırdık Fadıl bey amcaların elinden..
Benim aklım ermez. Hala küçüğüm:).
**
Annem babam evde. Ablam yok, Melih yok. Sofrada yemek yiyoruz. Kapı çaldı. Gözler endişeli görünüyor, ama değil. Muzipçe gülüyorlar ikisi de.
*git kapıyı aç dedi, bana babam.
Kapıyı açtım. İki polis. Birinin elinde bir defter, diğeri biraz geride. Sağa sola bakıyor. Komşularımızın evlerine. O bakınan polisin biraz daha gerisinde Fadıl bey amca. Sinirden kararmış. Çıkmaz sokağın başında ise damalı bir taksi, içinde Müzeyyen hanım teyzemmm.
Polis babanı çağır dedi. Çağırdım. Kızın nerede, çocuk nerede diye sordu. Çekil eve bakacağız dedi. Girdi eve baktı. Her odamıza..
Ve çıktı dışarı.
*Ne çocuk var, nede gelininiz..
Fadıl bey amca çok sinirli. Bağırıp çağırıyor. İğne deliğine de saklasanız, bulacağım diye bağırarak bindi taksiye..
Polisler hala çevreye bakıyor, komşu kapılarına kulak kabartıyorlar. Bir bebek sesinden medet umuyorlar. Nede olsa onlarda biraz suçlu. Kendi gözetimlerindeki bir görüşmede, taraflardan biri diğerini ekti :)
Bu nasıl oldu ki?..
Kapıyı kapattık. Annem çok mutlu. Biraz da heyecanlı.
*Ah diyor, şu nihayi mahkeme günü bir belli oluverse.
Biz ne kadar ay kaçırdık Melih'i. Bir haber geliyordu karakoldan polis çağırılmış ev kontrolü için, bizim evden ablam ve Melih vınnn.
Mahkeme gününe kadar saklayabildik bebeciği. Aman tedbirli olmalı, mahkeme salonuna girmeden hemen önce de alabilirler elimizden.
Lakin alamadılar. Bizimkiler mi erken gitti, yada geç girmek miydi taktikleri. Onlar ön ve arka kapıları tuttular da, bizimkiler mi girdi yan kapıdan. Belli değil. Alamadılar..
Nihayetinde, hakim Melih'i ablama verdi. Nafakayı belirledi. Babanın görüş günleri ve nasıl olacağı kesinleştirildi. Duygu eniştemin Almanya'da çalışmışlığı vardı önceden. Çocuğu yurt dışına kaçırmasın diye pasaport kontrolünden tek başına çıkış yapması halinde geçebilmesi kararlaştırıldı.
Ve ablam boşandı..
Ve velayet, ablam da kaldı..
Karikatür çok anlamlı,Babalara bisiklet düşmeli.Yahu bu çoçuğu doğuran kadın,emziren kadın,yıkayıp paklıyan kadın...devam eder yazarsam.Babalar bisikletle idare etsinler,çoçuğun sağlıklı yetişmesi gerekir.Sevgiler.
YanıtlaSilCanım Nilgüncüm bende yazıya azıcık nükte katsın istemiştim. Beğenmene sevindim.. İyi akşamlar canım benim..Sevgilerimle.
SilBu durumlarda olan hep çocuğa oluyor dimi Vuslatım. Her şeye rağmen ne olursa olsun, çocuk annede kalmadı ya :( ne kadar zor işler eminim o yıllarda ablanda çok üzüntü yaşamıştır. Çok şükür ki ablanda kalmış çok sevindim işlerin böyle bitmesine.
YanıtlaSilO abla için iyi bir durum tabii. Kimse yavrusundan ayrılmamalı..Ya Vuslat..O niye ayrıldı?..
SilCanım Aslım..Sevgilerimle..
Keşke çocuklar mutlu anne ve babaları ile kalabilseler..
YanıtlaSilKeşke.. Keşke kimsenin yuvası yıkılmasa..Kurulan yuvalar hep daim olsa.Keşke..
SilSana ne desem bilmem ki. Bu hikayende gözlerim doldu benim tam ağlamak üzereydim, yaşlar süzülmek üzereydi ki, karikatüre kopunca gülmekten akmış gibi oldu. Aynı anda iki duyguyu yaşatan Vuslat !
YanıtlaSilLuck...:(((
SilVe
:))))
Seni seviyorum..
bu durum çocuklar için çok zor oluyor :((
YanıtlaSilhikayenin devamnı bekliyorum ablam...
o güzel yüreğine sağlık...
çok öptüm...
Canım beğenmene sevindim. Çok kısa bir zaman sonra yazacağım.. Bende seni çok öptüm..
SilVuslatim Hikayeni roman okur gibi okudum, huzunlendim sonra sevindim..karikatur bir baska alem:)) huzunlenirken guldum.. sen roman gibisin..ac ac oku..paylas yakin zamanda yine..ara verme cok..sarildimm
YanıtlaSilCANIM BENİM eN KISA ZAMANDA, DEVAMI BURADA...
SilCanımsın ya..
Çok öptüm seni..
Boşanma sonrası çocuğun zarar görmemesi için , velayeti alan anne ya da babanın çok güçlü olması gerekir. Çocuğun bu olaydan mümkün olduğu kadar az etkilenmesi için birçok fedakarlıkta bulunması şarttır. Yoksa çocuk ziyan olur:-( En yetkin hangi bireyse, daha doğrusu çocuğunu ön plana alarak , kendini yok sayabilecek hangisi ise, bu velayeti almaya o talip olmalıdır..
YanıtlaSilDiğer konu ise yaşanmışlığı yansıtan eşyalar. Bir ayrılıktan sonra,o yaşanmışlığa tanık olan eşyalar,oldukları yerden size herşeyi an be an geri yaşatırlar.. Çünkü üzerlerine sinmiştir her an.. Giden için daha kolaydır, fakat kalanın her an gözünün önündedir.. Eşyalara, giden kişi dokunmuştur, onları kullanmıştır, onların üstünde oturmuş veya uyumuştur...
Eh Vuslatçım bir post yazdım vallahi:-)
Yorumdu değil mi bu????
Severim seni ben..Çok teşekkürler tüm düşünceni yazdığın için.. Ama Vuslatın hayatı artık daha zor olabilir.Daha yanlız, daha sevgisiz..
SilCanım benim çok öptüm seni. İyi akşamlar dilerim..
Üzme beni ya..
SilAbla'cım, mutlaka bu hikaye ile bir yerlere bağlayacaksın ama ben en çok o küçük kızın hikayesini merak ediyorum yine de.
YanıtlaSilKarikatür harika :)
Bu zaten küçük kızın hikayesinin bir parçası..Sevda'm canım..
Silnerde kimde saklamışlar.
YanıtlaSil:)
heyyyyyy!
Sildedektif olan sensin deep!
:))))
SilSen bul:))
SilEvet destiny doğru söyüyor dedektif olan sensin:)))
Silvuslatcığım,
YanıtlaSil...ben asıl bu olaylar
senin hayatını nasıl değiştirecek onu merak ediyorum......
umarım daha da kötü olmaz herşey!
Cepaynam...canım..keşke dileklerimiz gerçek olsa. Ama malesef olmuyor bazen..
SilSevgilerimle canım..
ilginç ve gerçekten merak uyandırıcı bir anlatım ancak sevgili Vuslat ımın kaleminden çıkar...
YanıtlaSilCanım teşekkür ederim.. Sevgilerimle..
SilBir balık burcu olarak sizin bu hikayelerinizi çok duygu yüklü olarak okuyorum. Ama bu sefer karikatürü öyle bir yere koymuşsunuz ki birdenbire neşeli bir moda geçtim. Hikaye aslında sadece bizim toplumumuzda değil, dünyanın her yerinde görülen çok sıkıntılı bir durum. Burada en önemli olan çocuğun bu olaylardan en az yara alarak kurtulması. Bu da çoğu zaman mümkün olmuyor. Merakla bekliyorum devamını.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim İlhan bey . Beğeninize çok çok teşekkürler..
Silheyecanli bir film seyrediyormus gibi okudum yazini vuslat ablacim,hollywood'a satmalisin sen bu yasam anekdotlarini ;) saka bir yana yazik,hiç bir seyden habersiz,mahsum çoçuklara boyle durumdaki boyle durumlarada hep onlara oluyor, ya sana ne demeli, sen nasil çikicaksin bu isin içinden, ne zorluklar bekliyordur yine seni, merakla devamini bekliyorum...:( opuyorum kocaman!
YanıtlaSilÇok yakında Eda'm çok yakında..Anlatmaya devam edeceğim ki...Sevgilerimle.
SilAblacım hayırlı cumalar.
YanıtlaSilİçinde ne duygular ne yürekleri ısıtan bir yüreğin var ablacım.
Anneciğine ablana çok selamlar kalbim sizlerle.
Bende talibim dualarına:)
Kendini çok üzme seni seven kardeşin:)))
Ayşem o anne annem değil, o abla ablam değil yıllardır görüşmüyorum yavrum hikayenin başını unuttun sanırım.. Allahcc bir daha karşılaştırmasın beni onlarla..Zaten biri öldü, biri neyse cuma cuma..
Silİyi akşamlar tatlım..
okurken melih'i düşündüm , onun psikolojisini :( çok zor...
YanıtlaSilÇok küçüktü.. Galiba anlamadı..Canım..Sevgilerimle..
SilHerkes için çok zor bir durum... Ayrıca, abla ve bebek nerede kalacak, küçük kıza ne olacak, anne baba nasıl davranacak? Bunları da umarım gelecek yazılarınızda okuruz...
YanıtlaSilSevgiler :)
Tatlım herşeyi yazıyorum hatırladıkça.. Sevgilerimle..
SilÇok şaşırdım..
YanıtlaSilNeden?...
Silkarikatüre kadar pür dikkattim ama sonrası koptum valla :)
YanıtlaSilneyse ben devam ediyorum tatlı ablacım :))))
Canım:))))))
Silhadi devam et..
Boşanmış anne babanın çocuğu olmak çok zor. Bu yazdıklarının benzerlerini yaşayan çok yakınım var. Bu yazıda buna takıldım ben canım. Onları düşündüm. Zor :(
YanıtlaSilAhu'm bencede çok zor...
SilBirde seni çok seviyorum:))
Sil