06 Şubat 2012

İŞTE O DÜNLER, GEÇMİŞTE KALAN GÜNLER..-7


Masal.. -7

Bu benim ve çok güzelim.
Gülseren ablalar; Karşıyaka'da kaloriferli (o ne demekse) bir apartmana taşınıyor. Apartmanı biliyorum da kaloriferi bilmiyorum. Gittiğimizde göreceğiz. Nermin, Nesrin ikiside heyecanlı. Eşyalar balyalar halinde sarılmış, koşuşturan bir yığın insan. Kamyon, çıkmaz sokağın başında park etmiş, herkes eşya taşıyor. Bende küçücük kollarımla bir şeyler taşımaya çalışıyorum. Yardım etmeye. Göze girmeye..


Hamalların biri iniyor, biri çıkıyor. Denkler yapılmış, sandıklar çakılmış. Halılar, kilimler katlanmış. Tas, tabak sarılıp sarmalanarak tencerelerin, plastik kovaların içine sıkıştırılmış.  Taşınma bitti bitecek. Nermin ve Nesrin iki üç gün bizde kalacaklar. Gülseren abla taşındıkları evde yerleştirme işlerini bitirince gelip alacak. Ablam gelin olup gittikten sonra, ev bugün çok kalabalık olacak. Taşınma bitti, kamyon hareket etti. Gülseren ablada kamyondan önce yeni evine varabilmek için vedalaşıyor komşularla. Sık sık gelirim diyor.
Annemle kucaklaştılar. Annem çok ağlıyor. Behire'nin gidişine alışamadan şimdi sen gidiyorsun kızım diye..sarsıla sarsıla ağlıyor. Gülseren ablada ağlıyor. Gülseren abla bütün komşularımızdan daha özel annem için. Büyük kızı yerine koymuş onu. O konağa gelin geldiğinde, kayınbiraderleri, kayınvalidesi ve kocasının iki oğluyla aynı evde yaşama zorunluluğuna ve zorluğuna, annemin desteği ile dayanabilmiş. Öksüz ve yetim; Gülseren ablada öksüzlüğünü, yetimliğini unutmuş annemin yanında.
Hızlı adımlarla ilerledi. Vapura yetişmeliydi. Kamyondan önce gitmeliydi. Ne iyi komşumuzdun sen Gülseren abla. Başımı okşayan, kızlarını öptüğü gibi beni de öpen, sık sık pişirdiği puf böreğinden banada veren..


Veda sahnesi beni üzdü. Küçücük yüreğim sıkıştı, sıkıştı. Gözlerimden yaş geldi. Yüzü olmayan bir kadın; saçı da yok, yüzü de yok, bir kadın ağlıyor gözümün önünde. Üstünde değişik bir kıyafet var. Kafasında da beyaz bir örtü. Kim bu, neden hatırladım bu görüntüyü bilmiyorum. Ellerimi uzatıyorum ama tutacak bir el, bir beden yok önümde..:(


Akşam yemeğimizi yedik. Neler yoktu ki Nermin'le Nesrin'in şerefine. Turp otu salatası, pirinç pilavı, köfte ve patates kızartması, hoşaf, sütlaç. Cicianneee, ne güzel yemekler yapmışsın bize diyorlar. Evet anne, ne güzel yemekler yapmışsın bize. Havanım teyze ve kızı Nermin'de geldi yemekten sonra bize. Babam da, Hamdi bey amcanın yanına geçti. Bahçede nargile içecekler. Annem, Havanım teyzeye kahve pişirdi. Kahve içiyorlar. Kızlar bıcırdaşıyor, bende çok sevinçliyim. Arkadaşlarım bizde. Üçü de benden biraz büyükler ama olsun arkadaşlarım onlar. Benim arkadaşlarım.
El el üstünde, kimin eli var, oynadık Nermin sıkıldı. Öbür Nermin de sıkıldı. Ne pişirdiysen içine at, oynadık Nesrin sıkıldı. Ben hiç bir şeyden sıkılmadım.
Annem dedi ki; yaramazlık yapmayın size masal anlatayım. İlk defa masal dinleyeceğim, yaşasın, yaşasın:
Bir varmış, bir yokmuş. Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten… Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi... Efendime diyeyim, ormanda bir kulübe, kurtla kuzunun masalını birde benden dinle. Anne koyun, her gün tembih edermiş dört kuzusuna , kuzucuklarına. Ben gidince kapıyı arkamdan kapatıp kilitleyin. Pencereleri ve perdeleri sıkı sıkı kapatın. Sakın dışarı çıkmayın. Kapıyı kimseye açmayın. Ben gelince veririm işaretimizi sizde açarsınız evimizin kilidini. Gidermiş ormana, en taze otlarla karnını doyurup biciklerine (memelerine) süt doldurmaya.  Hain kurt duymuş bunları pencere altından, canı çekmiş taze kuzu etinden-butundan. Birkaç gün takip etmiş anne koyunu, öğrenmiş şifrenin ne olduğunu:
 '' tarana tarana, lilin gufayi, evimize, köyümüze, cici cici ya na tafya, ya na tafya.'' 




Hain kurt; giymiş bir koyun postunu, una bulamış kafasını, kolunu. İştahı yerinde, kuzucuklar gözlerinin önünde. Kapıyı çalmış üç kere başlamış sesini incelterek tekerlemeyi demeye:  
 '' tarana tarana, lilin gufayi, evimize, köyümüze, cici cici ya na tafya, ya na tafya.''   kuzular önce inanmamışlar annelerinin geldiğine, sesinin de bu kadar değiştiğine.
- Açamayız kapıyı annemiz değilsin sen.
- Annenizim... demiş kurt.
-Niye erken geldin öyleyse?.
-Otlar bitmiş bu gün.
-Niye sesin değişik öyleyse?.
-Deredeki soğuk sudan çok içmiştim terli terli.
-Elini göster anahtar deliğinden.
-Bak ellerim bembeyaz.
Kuzular karasız, en küçüğü çok akıllı demiş ki:
-Değil bu bizim anamız.
Büyük kardeşleri kızmış:
-Bu bizim anamız, elleri beyaz, şifreyi biliyor. Bizi seviyor.
Küçük kardeş:
-Ne yaparsanız yapın ben gidiyorum öbür odaya, siz kalın burada.
Ufaklık gitmiş öbür odaya, saklanmış ocağın bacasına.




Büyükler açmışlar kapıyı, kurt yutmuş bir lokmada üç küçük yavruyu. Karnı doymuş, lokmaları parçalamadan yutmuş. Bir susamış, pir susamış. Gitmiş su içmeye, nasılsa bu evde işi bitti işte.




Anne koyun gelmiş, kapıyı açık görünce başlamış hızlıca birkaç kez tekerlemeyi söylemeye:
 '' tarana tarana, lilin gufayi, evimize, köyümüze, cici cici ya na tafya, ya na tafya.'' 
 '' tarana tarana, lilin gufayi, evimize, köyümüze, cici cici ya na tafya, ya na tafya.'' 
 '' tarana tarana, lilin gufayi, evimize, köyümüze, cici cici ya na tafya, ya na tafya.'' 
Ufaklık çıkmış ocaktan. Anlatmış annesine her şeyi, hain kurda kanan kardeşlerini. Anne koyun bir ağlamış, bir ağlamış, gözlerinden oluk gibi kan akıtmış. Küçük kuzu demiş ki:
-Kurtaralım anne kardeşlerimi, hain kurt su içiyordur şimdi.
Anne koyun almış bıçağı, varmış dere kenarına. Uyuyan kurdun karnını kesmiş, kavuşmuş yavrularına..
Tarana tarana, bende hain bir kurdun karnında mıyım acaba?.  Lilin gufayi, evimize köyümüze, cici cici ya na tafya ya na tafya..  



Beni de bul, beni de bul, beni de bul anneeeeeee.
Beni de al yanına, beni de kurtar bu yurttan, bu hain kurttan...


                                                             ../.

15 yorum:

  1. ben de dedim, keşke dedim, herşey masallardaki gibi olsa dedim, hain kurtun karnını kssek, iyileri kurtarsak, kötüler hakettiğini bulsa...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili luck: evet kötülerin karnını kessek, dilini koparsak, iyileri kurtarsak.mutlu mutlu yaşatsak..:))

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim.Sağ olun. Hoşgeldiniz yorum köşeme renk ve lezzet verdiniz..

    YanıtlaSil
  4. keyifle okudum, bitmesin istedim.. kalemine sağlık..

    YanıtlaSil
  5. Teşekkür ederim bir anne. benim bu hikayem iki anneyle devam edecek ilerde...

    YanıtlaSil
  6. Bitmedi dayatılanla yaşamak. bende bu seriye devam edeceğim fırsat buldukça.Beğendiğine çok sevindim. Sağolasın...

    YanıtlaSil
  7. tesadufen bir ziyarete geldim, ve blogunu cok begendim ,içim ferahladi, sonbahari cok severim ;) sonra bir yorum birakayim, bu guzel eserin sahibini tebrik edeyim dedim, ve yorumlarinida okudum, ama malesef bir de neye denk geleyim ?... kotulerin karnini kesmek mi ? ayo olur mu hiç ?!!! kotulerin karnini keserseniz siz kotu olmus olursunuz , yok yok olmaz oyle sey ! kotuleri iyilestirelim ! onlarda iyi insan olsunlar insallah ! allah onlari islah etsin demeliyiz, arkadaslar ! tekrar gene gelirim bak , kotulerin karnini gene keserseniz karismam sonra bak !;)

    YanıtlaSil
  8. Sevgili EDA: karnını keseceğimiz masallardaki kurtlar, ziyarete gelen dostlara kucak dolusu mutluluklar. Hoşgeldiniz sefa getirdiniz. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Bu kırmızı yapraklarla bezenmiş sonbaharın güzelliğinde sayende bisikletimle bende dolaşıyorum.Allah kuzu görünümlü kurtlardan korusun hepimizi.

    YanıtlaSil
  10. Amin sevgili KARDEŞİM amin...Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. ha pardon o halde,yanlis anlamisim ;p keske oyle olsun ya,sevindim vuslatcim :o)hosbulduk, sende hosgelmisin,menmun oldum.Kucak dolusu sevgiler !

    YanıtlaSil
  12. benden de eda benden de kucak dopdolusu sevgiiiiii

    YanıtlaSil
  13. Annelik masalla sınırlı kalmasa :/

    YanıtlaSil

Yorumlarınız beni mutlu ediyor.. Ziyaretiniz için teşekkürlerimle. Sevgilerimle..