Netten.. |
Arkamda bıraktığım yıl neler yaşadım, neler düşündüm, neler yazdım. İsterseniz kısacık bakalım:
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...02.01.2012 yılının ve Ocak ayının ilk yazısı. Ne kadar acemi ve ürkek yazmış, ne kadar bilmez davranmışım o günlerde.. Yazıma, Güzel Günler'in dışında yorum yapan arkadaşlar olmuş ama ben şimdi gördüm (bluestyle ve pembeesinti). Üzgünüm.
GİTMESİNİ İZLEMEK Mİ ZORDU..KALAMAYACAĞINI BİLMEK Mİ?. Ocak ayının ilk yazısı daha umut dolu olsun diye bu hüzünlü yazıyı 03.01.2012 tarihine ertelemişim:
......
Ne kadar kanımızı kanına eklediysek, dualarımızı nefesine destek verdiysek olmadı. Gitti..
Hayalinde yaşattığı sevdiğine, olabildiğince özgürlüğüne..
'Bu akşam ölürüm
Sırf senin için
Beni ölüm bile anlamaz'
Vedanın soğuk nefesini vermeden önce söylediği son sözler 'beni burda bırakıp gitmeyeceksiniz demi. Beni terk edip gitmeyin...' di. Biz gitmedik.
Kendi gitti.Göçtü gitti.Sessizce..
Hayatımda beni en çok etkileyen ölümlerden biridir o mahsun, o kimsesiz, o yanlız adamın ölümü.
Yılın son günü bavulunu aldı eline, yeni yılın ilk günü bindi veda trenine, başladı mahsun mahsun el sallamaya. İkinci gün tan yeri ağarmadan, son vagonda ayrıldı bizim istasyondan.
Hayalinde yaşattığı sevdiğine, olabildiğince özgürlüğüne..
'Bu akşam ölürüm
Sırf senin için
Beni ölüm bile anlamaz'
Vedanın soğuk nefesini vermeden önce söylediği son sözler 'beni burda bırakıp gitmeyeceksiniz demi. Beni terk edip gitmeyin...' di. Biz gitmedik.
Kendi gitti.Göçtü gitti.Sessizce..
Hayatımda beni en çok etkileyen ölümlerden biridir o mahsun, o kimsesiz, o yanlız adamın ölümü.
Yılın son günü bavulunu aldı eline, yeni yılın ilk günü bindi veda trenine, başladı mahsun mahsun el sallamaya. İkinci gün tan yeri ağarmadan, son vagonda ayrıldı bizim istasyondan.
Ya da Sessiz Gemisi bizim Limandan...
Lapa lapa yağan kar, beyaza boyadı mezarını. Bir kardeş ve üç-beş kişilik cemaat uğurladık onu huzur dolu, kendi gerçekliğiyle dolu uykusuna.
Onun bir karısı yoktu. Çocukları da.
Onun ağlayanı da azdı, uğurlayanı da. Garipti, giderken de, yaşarken ki gibi.
Ama ben çok ağladım, çok dua ettim. Çook üzüldüm onu yolcu ederken.
Gitmesini izlemek mi zordu. Kalamayacağını bilmek mi?.
Onun gitmesi gerekirdi. Onun ruhu burada mutlu değildi.
O, ebedi mutluluğuna gitti.
Dün onun ölüm yıl dönümüydü.
Lapa lapa yağan kar, beyaza boyadı mezarını. Bir kardeş ve üç-beş kişilik cemaat uğurladık onu huzur dolu, kendi gerçekliğiyle dolu uykusuna.
Onun bir karısı yoktu. Çocukları da.
Ama ben çok ağladım, çok dua ettim. Çook üzüldüm onu yolcu ederken.
Gitmesini izlemek mi zordu. Kalamayacağını bilmek mi?.
Onun gitmesi gerekirdi. Onun ruhu burada mutlu değildi.
O, ebedi mutluluğuna gitti.
Dün onun ölüm yıl dönümüydü.
Hala onu hatırlayan bir kardeşi var birde ben.
Mezarındaki otları yolan, çiçeği sulayan kardeşi,
Cemaatinden de bir kişi..
02.01.2000 yılında giden YANLIZ BİR ADAM'ın anısına.Huzurla uyu.Rahmetle uyu.
diyerek son vermişim o günkü satırlarıma..
diyerek son vermişim o günkü satırlarıma..
Ve; HATIRALARIN AYAK İZİ... -1- ile tanıştırmışım 04.01.2012 tarihinde sizleri..
...
......
.........
Böyle devam etmiş gitmiş, geçen yılın Ocak başı sohbetleri..
İşte öyle bir şey..
Seni düşündüm dün akşam yine
Sonsuz bir umut doldu içime
Birde kendimi düşündüm sonra
Bir garip duygu çöktü omzuma
Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyarda insan
Hani bir şarkı söyler içinden
İşte öyle bir şey
Hani eski bir resme bakarken
Hani yılları sayar da insan
Hani gözleri dolar ya birden
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey
Seni düşündüm dün akşam yine
Bir garip huzur doldu içime
Birde kendimi düşündüm sonra
Bir garip duygu çöktü omzuma
Hani yıldızlar yanıp sönerken
Hani bir yıldız düşer de insan
Hani bir telaş duyarda birden
İşte öyle bir şey
Hani yağmurlar yağar ya bazen
Hani gök gürler ya arkasından
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey..
Hani yıllar nasıl geçmiş parmakla sayarken,
Hani gözleri dolar ya insanın birden. İşte öyle bir şey..
Hani; sen ne zaman büyüdün de evli barklı oldun der ya insan bazen..
İşte öyle bir şey.
Çok mutlu başladım bu yıla, işte hayat böyle bir şey..
Biraz şöyleydim,
Biraz böyle.
İşte öyle bir şey..
Bir oturdum bin düşündüm, sonunda sıkıntılarımı kaldırıp çöpe attım. Küçücük kızıma sarıldım, büyücek kızımı yuvasına uğurladım..
Börekler yaptım, çörekler yaptım. Kâh misafir ağırladım, kâh mutluluğumu yazdım, 'Ocak' başı sohbetleri ile sıcak sıcak paylaştım.
Çayımı içtim, kekleri yedim bitirdim. Ocak ayının dününde bugününde neler varmış gözden geçirdim, kendimce nacizane..
01 Ocak'da futbolun tescilli bir kuralı olmuş 'Penaltı' (1892 yılında İngiltere Ligindeki Stoke City-Notts maçında çıkan tartışmalar üzerine Penaltı kural kitabına girmiş).
Ayrıca 01 Ocak 1926'da Türkiye Uluslararası takvim ve saati kullanmaya başlamış..
02 Ocak'da Soyadı Kanunu yürürlüğe girmiş(1936).. İki Ocak, maalesef bizim de Haluk ağabeyimizin vefat ettiği gün(2000).
Edebiyat dünyasında, 03 Ocak'da J.R.R Tolkien doğmuş(1893), 04 Ocak'ta A.Camus ölmüş(1960).
05 Ocak'da Uludağ, ilk kez kayak yarışmalarına pist oldu(1939), beyaz Rolls Royce'lu prens; prensesi ile kavuştu(2013)..
06 Ocak'ta Metin Kaçan intihar etti(2013), Samuel Morse 'haydi artık telgraf direklerini dikin, sonunda Morse Alfabesini icat ettim' dedi(1838).
Fotokritik.com |
Telgrafın telleri semaya bakar,
Senin o ahu bakışın çok canlar yakar. (Duygusal Komedileri Seven Ahu'm kulakların çınlasın)
Efendiiim! nerede kalmıştık?. Hah tamam 07 Ocak'da takılmıştık.
Eee ne yapayım yani, yedi Ocak'da kim doğdu, kim öldü, kimin yüzüne şans güldü bir türlü hatırlayamadım gitti.
It's now never/Şimdi yada asla. Dinlerken, Elvis'in 08 Ocak 1935'de doğduğunu,
09 Ocak'da Halide Edip Adıvar'ın (1964), aynı günün 1996 yılında ise Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı ve iki çalışanının silahlı bir saldırıda hayatlarını kaybettiklerini unutmayalım..
Bir doğdu, bir öldü oluyor ama ne yapayım hayat böyle; kimi doğuyor, kimi ölüyor. İşte öyle bir şey..
Birkaç gün atlayayım, gidip iki fikir adamının doğum gününü kutlayayım:
15 ocak 1902'de Şair-Yazar Nazım Hikmet Ran Selanik'de,
Ben bir insan,
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve
ümitten ibaret…
Ben hem kendimden bahseden şiirler
yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara
seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen
topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem
kitlelerin
daha güzel günler için savaşından,
hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden
şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem
ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.
-Nazım Hikmet-
1929'da Martin Luther King ise Atlanta Georgia'da doğdu..
16 Ocak'da Marmara Üniversitesi kuruldu(1883), 2013'de Türk Resmi Duayen Burhan Cahit Doğançay'ın ardından ağlamaktan yoruldu.
17 Ocak 1899'da tüm dünyanın çok sevdiği, tüm zamanların en ünlü, tüm kötülüklerin babası, atası Al Capone doğdu:))
Eee, hıı, Iııııı...
Niye güldünüz?, basit bir dil sürtmesi Iııı sürçmesi sadece. Küçücük bir gaf yaptım olur böyle şeyler değil mi ama?. Sevmediniz mi yoksa?. Sevdiniz biliyorum. Ben 'gaf'ları sevdiren adam, 17 Ocak'da ayrıldım aranızdan(2013).
Benim için çok ağladınız, çok üzüldünüz, çok göz yaşı döktünüz, biliyorum. Beni her zaman sevgiyle anın, ama artık gidiyorum!:(
32.gün öksüz kaldı. |
Goncam ve kolum.. Hayat Filmimizden.. Ha bu arada jön müsün?, talih kuşum mu halâ kararsızım, bilesin:)) |
Daha nice olaylar, ama benden bu kadar,
Demek istesem de, diyemiyorum; tüm diğer vefat edenleri rahmetle anmak istiyorum..
Pencereme kuş kondu, soğuktan elim ayağım dondu. Londra'ya kar yağdı, aklım gamzeli kızımda kaldı.
Bakanlar değişti, peki değişmeyip çakılanlara ne olacak ki?.
İşten geldim, yemeğimi yedim, Huzur Sokağını seyrettim..Yoğurdumu yaptım, birkaç kez de Tv'yi zapladım. Eğitim Gönüllüleri Vakfı bile kuruldu(25 Ocak 1995), sabahtan beri yazmaktan parmaklarım acaip yoruldu.
Önümüzdeki günlerde neler olacak:
Daha Hatay bağımsızlığına kavuşacak (27.01.1937), Köy Enstitüleri kapanacak(27.01.1954). Dostoyevski (28.01.1881) ve Neyzen Tevfik (28.01.1953) temelli gidecek..
Takvimler 29 Ocağı gösterdiğinde, şahane iki şey olacak:
Önce Ata'mız Latife hanım ile evlenecek(1923) sonra benim güzeller güzeli küçük kızım, akıllı bıdığım, mühendisim civanım dünyaya gelecek(1988 sen çok yaşa, sağlıklı yaşa, mutlu yaşa kuzum).
Eee, sonunda pes ettim. Benden bu kadar.
Son iki günü de yazmayayım, çünkü şimdi loğusayım:)