29 Aralık 2011

BİR GECE DÜŞÜN



Bir gece düşün,
Gökyüzü baştan başa yıldızlarla donanmış.
Sonsuza kadar uzanan bir yol,


Etrafında tarlalar.
Ilık bir rüzgar geçsin, başakların üstünden,
Sessizliğin sesini duy,
Ve o yolda,
Git gidebildiğin kadar.

Bir insan düşün,
Tüm kötülüklerden arınmış, sana deliler gibi aşık.
Ve değiştirmesin onu geçen yıllar,

Bir güneş gibi doğsun yaşantına,
O elleri iyi tut,
Sev sevebildiğin kadar...
Y.KumraL

28 Aralık 2011

ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ...

Zaman koşarak geçip gider yanından.
Ne doğduğun günü hatırlarsın, nede öldüğün günü hatırlatacaksın.

Hatırlamalısın,
Doğum günlerini, 


Ölüm günlerini,  


İkisinin arasındaki yaşam günlerini...




Gençlikle , geçip giden-çatıp gelen ihtiyarlık
 ele ele vererek;
 yaşamın özel ve güzel günlerini hatıralarında canlı tutmalıdırlar...
 Biriktirdiğimiz anılar, gezdiğimiz, gördüğümüz yerler-mekanlar, dostlar, dostluklar. 
Lakin; her geçen günü hatırlamayabiliriz, ama bizde izi olan dostlarımızın, arkadaşlarımızın yada özelimizi paylaşmasak da yanında zaman geçirmekten keyif aldığımız tanışlarımızın, doğum günlerini hatırlamak, kutlamak, mutluluğunu paylaşmak, mutsuzluğuna omuz olmak gerekir.
Öyle bir geçer ki zaman...
Bir doğum günleri kalır hatırladığın anılarında.
Birde gülücükler, temenniler,
Dualar, vedalar.

Bugün benim doğum günüm.
'Uzun İnce Bir Yoldayım Gidiyorum Gündüz Gece. Bilmiyorum Ne Haldeyim Gidiyorum Gündüz Gece. Dünyaya Geldiğim Anda Yürüdüm Aynı Zamanda İki Kapılı Bir Handa Gidiyorum Gündüz Gece'
Gündüzlerim ve gecelerimde, yürüdüğüm bu yolda, iki kapılı bu handa, tüm hatırlayanlarım yanımda...
İmza:VuslaT

MEVLANA'M...


Hz.Mevlana der ya
''Gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

 Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeliyiz,
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeliyiz biz...
Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.....


Yaz, ne yazarsan yaz,
güzel yaz, çirkin yaz, anlamlı yaz, anlamsız yaz. Saçmalasanda yaz. Dök içini. İçinden geleni yaz. Doğru bildiğini yaz. İnandığını ve inanmak istediğini yaz. 
Ne yazarsan yaz, yeterki yaz.
İmza: VuslaT

XXXXXXXXXXX

27 Aralık 2011

HAYATA DAİR



( beş harfin başlattığını dört harf bitirir..)
Doğum - Ölüm




 

Bir alışveriş merkezinde, binbir değişik ürüne baktıktan sonra bitap düşmüş ayaklarımı dinlendirmek, zil çalan midemi şenlendirmek adına, oturdum; başladım binbir çeşit yemeğin arasından seçtiğim soslu somonumu yemeye...

 

Kibrit çöpü kalınlığında jülyen kesilmiş sebzelerimle zenginleştirilmiş somon tabağını afiyetle silmiş süpürmüşken,

 yanımda boş duran iskemlelere talip olan; iki yaşlanmış,  yaşlanmaktan hiç yorulmamış ihtiyar delikanlılar ile sohbeti koyulaştırmıştım bile, 
 ki....

bir fincan kahveye de 40 yıl borçlanmıştım elbette..

 

Ne iyi aradığım herşey var burda diye düşündüğüm sırada ise, kolay ulaşabilmenin aslında hayatımızı ne kadar kısıtladığını fark ediverdim birden bire.

 

Kocaman bir yer, herşey tek bir kapalı alanda...Manav, bakkal,  bu sokakta mobilyacı, şu sokakda hırdavatçı.

Kunduracı nerdeydi acaba?.

Soruların unutulduğu bir dünya burası...

Evet diyor yan tarafımda oturan ihtiyar delikanlı. Arayıp sormak yok burda , cevaplar katolog da.

Akın Bey. TRT den emekli. TRT Spor servisinde çalışmış yıllarca. Dünyayı dolaşmış, vatanından kopmamış. Dönmüş gelmiş, Ankara'da yaşıyor. Ben yurtdışındayken çok gördüm burası gibi alışverişin dünyalarını dedi.

Şehirden uzak. Bir kapıdan içeri gir, bionik bir şekilde; o reyondan bu reyona yap alışverişini. Ne aybaşını bekleyen bakkal Hüsnü amcadan eser var burada, ne de ayakkabı veresiyesini yatıracağımız Ziya amcadan... Sema hanımın orloncusunda neler var dı acaba.. 

Hepsi çok geride. Uzun yıllar öncesinde. Hatıralarımın en uzak köşesinde..

Artık bir kapıdan giriyoruz yaşamaya, diğer kapıdan çıkıp gidiyoruz huzurlu sonsuz uykumuza...

Tıpkı doğum gibi, tıpkı ölüm gibi.

Akın Bey çok gezdim, çok yaşadım, çok eğlendim diyor.. Şimdi ağırıma gidiyor bir yanımdaki felç.

Şu tekerlekli sandalyede oturan kızcağıza bakınız Akın Bey. Sizin gibi yaşamak, ayaklarının yürüttüğü adımlarla dünyayı dolaşmak. İstemezmiydi, isterdi elbet.

Şükretmeniz gerekir, bir bastonunuz var, birde sağlam bacağınız. Bu dev çatıda vakit geçirebileğiniz kadar sağlığınız,  yemeğinizi alabileceğiniz paranız.
Yiyecek ekmeği yoklar da var , ay başında hesabına yatacak emekli maaşı olmayanlar da.

Şükredin felcinize. Yatalak da olabilirdiniz. Hala nefes alıyorsunuz.Yeni bir kitap okuyabilirsiniz, hatıralarınızı yazabilir yada yeni bir meşguliyet bulabilirsiniz. Hatta Aşık bile olabilirsiniz.

Yaşanmışlar veya yaşanamadığı için içte kalan ukdeler.

Siz anılarınıza da sahip çıkın.. Düşlerinize de.

Bir kapıdan girdik hayatın içine. Günlerin ne getireceğini bilmeden başladık nefes almaya. Tıpkı bu AVM' ye girdiğimiz gibi.. Paramız neye yetecek, sepetimize ne girecek.
Ömrümüz nasıl geçecek??.

Bir AVM' leri eleştirip eskiyi özlüyoruz, biran sonrasında  ise nefes alıyoruz diye yaşama sevincinden bahsediyoruz.

Bazen durmak, nefeslenmek önemli. Hayatı gözden geçirmek ve yanımızda dinlenenler ile bir iki cümle edebilmek. Benimle Akın Bey gibi.

Anıları paylaşabilmek. Özlemlerimizi seslendirebilmek.

Uzun ince bir yol değilmi  ki hayat.

Bir giriş kapısı, bir çıkış kapısı,

Bagaja ne koyduğun önemli.

Eskiye özlem mi...

Yeniyi kabullenme mi...

Eskisi bakkaldı, şimdisi market.

Eskisi çarşı-pazardı, şimdisi AVM

Eskisi sımsıcak hayattı,

Şimdisi koşuşturup yanlızlaşmak.

Nedir ki bu hayat, bir cümleden mi ibaret.

Üstünde hem virgül, hemde binbir hat..

Nasıl okuyacağız?,

Sonuna da bir nokta mı koyacağız.

Geç mi?,

Erken mi?,

Birden biremi?.

Nedir ki hayat, sonu ölümden mi ibaret...
İmza: VuslaT
Not: Aşkın rengi kırmızı. Düşlerin ise pembe. Sizin renginiz  gökkuşağının neresinde.:)






GÖRDÜMKİ GÖZLERİ YENİ BİR GÜNÜ MÜJDELİYOOOR...






Bu sabah kalbimi yepyeni bir duygu coşturuyor
Her halim neşeyi sevgiyi özlemi yansıtıyor
Bir şarkı dağları taşları gökleri inletiyor
Gördüm ki, hepsi de yeni bir günü müjdeliyor
 Gördüm ki, hepsi de yeni bir günü müjdeliyor
Aşık oldum galiba sevmem derdim bir daha
Birden rastladım ona
Gördüm ki gözleri yeni bir günü müjdeliyor
 Gördüm ki, hepsi de yeni bir günü müjdeliyor
 Bu sabah sizlere yepyeni bir kişi sesleniyor
Bir olay insana gülmeyi sevmeyi öğretiyor
Takvimler yılları ayları günleri gösteriyor
Gördüm ki hepsi de yepyeni bir günü müjdeliyor 
Gördüm ki, hepsi de yeni bir günü müjdeliyor
Aşık oldum galiba sevmem derdim bir daha
Birden rastladım ona
Gördüm ki gözleri yeni bir günü müjdeliyor
 Gördüm ki, hepsi de yeni bir günü müjdeliyor...
İMZA: VuslaT'ın sevdiği sanatçı Aydın TANSEL-Yeni Bir Gün-1975

26 Aralık 2011

BU CÜMLE TAÇ OLSUN ELEŞTİRMENLİĞİME:)))




'' Yaptığından emin ol ki,
   Adaletin Şiddet Sayılmasın.!!
Desdemona'dan Othello'ya diye duydum bir ara..

RİSKMİ KEŞKEMİ...

Hayatımı kökten değiştirebilecek gücüm olsaydı keşke. Gözlük takacağıma, risk taksaydım gözlerime.
Yaşadığımı, yaşayacağımı arkamda bırakıp yürüyüp gitmek isterdim. Kendimi değiştirmek. Herşeyimi değiştirmek. 
Yüksekten korkarım mesela, ama dağcı olsaydım olabilseydim. Özgürce tırmansaydım yeryüzüne tepeden baksaydım.
Yazar olsaydım, yazan, hayattan hayata dalan. Herşeyi okumak, araştırmak, sonrada yazabilecek kadar umman olmak zor geliyor şimdi bana. Keşkede olabilsem.
Yada fotoğraf  sanatçısı olsam. Dağlarda ki karı, yaylalarda ki hafif rüzgarı. Daldaki son yaprağı, ilkbahardaki tomur tomur tomurcağı. Yaza serinlik katan denizi, denizin üstündeki güneşi. Çekseydim kare kare dünyanın her yerini her gizini.
Bir mutfağım olsa. Bol da malzemem. Şaşaadan uzak lezzeti tanıtsam. Ben pişirsem sen yesen. Beğensen. Eline sağlık desen..
Eleştirmen olsaydım. Birgün bir film eleştirseydim. Bir gün bir sanatı, sanatçıyı. Mesela benim gibi çala kalem, bir şimdiki zamanda, bir geniş zamanda, bir gelecek zamanda kaybolan yazıları yazanı ve kendini de yazar sananı eleştiriye boğsaydım..
Başka bir ülkeye gitsem mesela. Çalışsam, çabalasam, çok yorulsamda genede gece yarısı bencillikle yapılan şahsi zamlardan uzak dursam, habersiz kalsam. Bir de uyumayanları topumuza özelliklede yaşlımıza, dulumuza posta koyanları. Yerden yere vursaydım..:(
Risk alaydım mesela, adımı diyeydim. Diyebileydim.
Yaşadığımı, yaşayacağımı arkamda bırakıp yürüyüp gidebileydim..
İmza: VuslaT 

25 Aralık 2011

HAYYAM'a...BU DA BENİM YÖNÜM..





Güneşi tenime, rüzgarı iliklerime sığdırdımda,
Kendimi, kendime sığdıramadım bu gün.
Aklımı işime, paramı zevkime yetirdim ve
Yetmeyenlerime üzülmeyi bitirdim bu gün.
Ya mutluyum, yada mutluluğu kendime,
Yön edindim bu gün.
İmza: VuslaT

BİR GÜZELE...

Ey güzel, Sen ki bana derdi derman edensin.
Çekil önümden diye ferman edersin.

Senin yüzün, canımın kıblesi olmuş bir kez,
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?.
Ö.Hayyam


20 Aralık 2011

NE YAZARSAN YAZ YAĞMURU !!!


Ne güzeldir yazının yağmuru.

Yaz,
Ne yazarsan yaz,
Buraya yaz.

Aşka dair yaz. Ayrılığa dair.

Seslen burdan.
Bazen ilkbahara seslen, bazen de sonbahara.

Yaz buraya yaz. Ne yazarsan yaz..

Hayata dair yaz, ölüme dair de yaz.

Bazen vuslatı yaşadığını yaz, bazen hasreti.
Kah ağlayarak yaz, kah gülerek.

Yaz buraya, ne yazarsan yaz.
Sadece hissederek yaz,
Hissettirerek yaz....

BAHARIMA HOŞGELDİNİZ....



Hoş geldiniz dünyama,
Hoş geldiniz ruhuma, baharlarıma.
Bazen yağan yaz yağmurlarıma,
Bazende fırtınalarla sürüklenmiş yapraklarıma.
Hoş geldiniz.
Hoş geldiniz; Hayatıma, hayatımın akışına.


Ne alaka değilmi dostlar, adında yaz yağmuru var, tutkusunda sonbahar.
Canım sonbahar, herşeyim sonbahar.

Bir bahar akşamını hatırlıyorum ben. Unutmadığım, unutamayacağım..

Hala düşünürüm, serin yağmurların ıslattığı o gece, ilkbahar gecesimiydi, yoksa yaz yağmurlarının veda çiselemesimi.

Kimbilir bu serinlik hangi baharın müjdesi.

Rüzgar ve yağmur.

Hava kararmak üzere, etrafımı saran sarmalayan yanlızlığım mı ey rüzgar.
Yoksa vuslatım mı... Sarı sarı yapraklarla.

Bu parkta, bu bankda oturacağım,

'Düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştim. Biliyorsun seni ben SONBAHAR da sevmiştim. Her sonbahar gelişinde, sarı sarı yapraklarla,kuru dallar arasında, sen gelirsin aklıma.....'

Dilimde bu şarkı,

Anılarımı kalbime yazacağım...