yeni yıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeni yıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Ocak 2014

KAYITLARA BÖYLE GEÇSİN; BU GÜN 02.0CAK.2014 HAVAM HÜZÜN DOLU, YER YER UMUT BULUTLU, İÇ ORGANLARIM SICAK, KAFAMIN KUZEYİNDE, GÖZ BÖLGESİNDE YAĞMUR VAR.





Meçhule gitti yine iki yolcu..

Sessizce git diye seslenmiştim 2013'e..
Sessizce git, daha fazla kimseyi üzme..

Ben böyle yazarken 31'inin ilk saniyelerinde gece 00.05'de, o yapmış zaten birkaç saat önce yapacağını, yakmış yine bir ailenin canını.

Benim sevgili arkadaşım, Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof.Dr.Abdullah Soykan elim bir kazada, sevgili eşi; Öğretim Görevlisi Asuman Soykan'ı kaybetmiş. Ben 31 Aralık akşam saatlerinde haber aldım:(.







(Özel) Üniversite Hocasına Otobüs Durağında Beklerken Otobüs Çarptı
31 Aralık 2013 Salı 21:22Yerel
Balıkesir Üniversitesi'nde okutman olarak görev yapan Asuman Özdemir Soykan, dün akşam İstanbul'da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Soykan'ın, Alibeyköy'de otobüs durağında beklerken bir otobüsün çarpması neticesinde öldüğü öğrenildi.
Balıkesir Üniversitesi'nde okutman olarak görev yapan Asuman Özdemir Soykan, dün akşam İstanbul'da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Soykan'ın, Alibeyköy'de otobüs durağında beklerken bir otobüsün çarpması neticesinde öldüğü öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, bir süre Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürü olarak da görev yapan Balıkesir Üniversitesi (BAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan'ın eşi Asuman Özdemir Soykan, dün Balıkesir'den otobüsle İstanbul'a gitti. Alibeyköy'de inen Asuman Özdemir Soykan, durakta beklerken, gelen bir otobüsün çarpması sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. BAÜ Rektörlüğü'ne bağlı Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümünde okutmanlık yapan Asuman Özdemir Soykan'ın ölüm haberi Balıkesir'deki ailesini ve üniveriste camiasını üzüntüye boğdu. Prof. Dr. Abdullah Soykan, eşinin ölüm haberini aldıktan sonra hemen İstanbul'a gitti.
Kazayla ilgili İHA muhabirine konuşan BAÜ Rektörü Prof. Dr. Mahir Alkan, "Maalesef acı haberi aldık. Üniversitemiz Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümünde okutman olarak görev yapan Asuman Soykan'ı İstanbul'da trafik kazasında kaybettik. Öğrendiğimiz kadarıyla otobüsle Alibeyköy'e gitmiş ve burada otobüsten indiği durakta bir başka otobüsün çarpması sonucu kaza olmuş. Çok üzüntülüyüz, başta eşi ve ailesi olmak üzere bütün sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Hepimizin başı sağolsun" dedi.
Bu arada, kazanın ardından Asuman Soykan'ın cenazesinin savcılık talimatıyla otopsi için Eyüp Devlet Hastanesi morguna kaldırıldığı, buradaki işlemlerin tamamlanmasının ardından cenazenin Balıkesir'e getirilerek burada defnedileceği öğrenildi. Aynı zamanda Balıkesir Türk Müziği Korosu'nda solistlik de yapan Asuman Soykan'ın kaza sırasında kızı Alpin'in de yanında olduğu, hafta sonunu Balıkesir'de beraber geçirdikleri kızını İstanbul'a götürdüğü belirtildi.



Asuman'ın naif sesinden 'Nisan yağmuru koydum senin adını' 


Nur içinde yatsın. Mekanı cennet olsun..

Bu son acı haber ile bitti yıl. 2013'ü uğurladık. 2014 herkese, ama herkese mutluluk getirir inşallah. Gerçi her yıl; buruk başlarız biz evimizde yılın ilk günlerine. Tam 14 yıl önce eşim 31 aralık gecesi mide kanaması ile başlayan rahatsızlığının artması üzerine hastaneye kaldırdığımız, bütün kan takviyesi, tedavi ve bakıma rağmen kaybettiğimiz ağabeysini kaybetmişti..Duygusal Özürlü, ama insan gönüllü ağabeyini..

http://yazyam.blogspot.com/2012/01/gitmesini-izlemek-mi-zor-kalamayacagini.html




Onun ağlayanı da azdı, uğurlayanı da. Garipti, giderken de, yaşarken ki gibi. 
Ama ben çok ağladım, çok dua ettim. Çook üzüldüm onu yolcu ederken.
Gitmesini izlemek mi zordu. Kalamayacağını bilmek mi?.
Onun gitmesi gerekirdi. Onun ruhu burda mutlu değildi. 
O, ebedi mutluluğuna gitti.
Dün onun ölüm yıldönümüydü.
Hala onu hatırlayan bir kardeşi var birde ben.
Mezarındaki otları yolan, çiçeği sulayan kardeşi,
Cemaatinden de bir kişi..

Kardeşi bugün yine onunla..Gitti mezarındaki otları yolmaya, dualarını başucunda okumaya..

Asuman gökyüzü demek. Masmavi gökyüzü..
Haluk temiz huylu, iyi ahlâklı, insaniyetli, geçimli kimse demek..

Bu iki güzel insan şimdi meleklerle beraber..

Bu gün havam soğuk, yine de gökyüzünde titrek ışıklarını üstümüze salmış, şirin bir güneş var. Dilerim beni, sizi, tüm dünyamızı yakmadan ısıtır..

Güzel günler gelsin artık..
Huzurlu, mutlu, güzel günler..

Hava nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun değil,
Bizim havamız nasıl olursa olsun, yaşayacağımız âtinin havası güzel olsun ki;

Batan güneş de güzel olsun. Doğacak güneş de güzel doğsun..

Dünya, daha yaşanılası olsun..



Batan Güneş.
Yıkmadan, yormadan, çok fazla acı salmadan, usul usul batan güneş..

Doğan Güneş.
Umudu getiren, mutluluğu getiren, hayatı yeşerten güneş..

Yaşamaktan asla vazgeçilemeyecek,
Güzel Günler için..
Hoş geldin yeni yıl, yeni umutlar, yeni mutluluklar..



31 Aralık 2013

NELER OLUYOR YAKINLARIMda ki HAYATLARda?..NELER OLUYOR BANA?..



Hazırlayanların ellerine sağlık. Bunu ve diğer peynir tabaklarını..


Bayılıyorum böyle düzgün kesilmiş, çeşit çeşit peynirlerle dolu tabaklara bakmaya..Lakin uzatıp çatalımı alıp yediğim yok..Peynir takıntımı biliyorsunuz. Neyse ki tabaktan alıp yiyemesem de peynirli börek, omlet, peynirli pide, tost yiyerek ihtiyacımı karşılıyorum. Yani çiğ değil pişmiş seviyorum:))

Ama bende herkes gibi kahvaltıda, akşam yemeklerinin başlangıçlarında tabaktan alıp alıp yeseydim, böyle dökülmezdi dişlerim.

Kuzular, yavrular, sevgili çocuk yetiştiren ana-babalar; evlatlarınıza peynir yemenin ve hayatın her döneminde, her yaşında gece-gündüz süt içmenin önemini lütfen göz ardı ettirmeyin. Dilerim her haneye, her bünyeye süt ve süt ürünlerini bol bol yiyebilecekleri, tüketebilecekleri maddi ve bedensel imkanlardan yeterince bahşeder yüce yaradan.

Neler oluyor yakınlarımda ki hayatlarda, neler oluyor bana!. Koca bir ayı diş ağrısı, dişçi koltuğu, morfin, şiş yanak, proteze ek, yapılanı kullanamama, tekrar acı çekerim diye diş hekimine bir daha gitmeme ile geçirdim. Şimdi daha iyiyim, ama hiçbir şey, kalsiyum sevmeyenlere lütfen içinize, iliklerinize, kemiklerinize kalsiyum depolayın dememe engel olamaz.

Planladığım bir çok şeyi yapamadım. Mesela biletlerim(opera-bale) benim için yandı sayılır, başkalarına yaradı. Ama derslerim iyi gidiyor gibi gibi. Bayağı yeni şeyler öğrendim. İşler de eh işte, ne sıkı ne işsizim..

Yıllarca aynı personel servisine bindiğimiz, çok fazla samimi olmasak da ara sıra hoş sohbetlerde bulunduğumuz genç bir mesai arkadaşımız, bir zamanlar aynı kurum çatısında farklı görevlerde bulunduğumuz arkadaşımız vefat etti. Hem de ne hüsran dolu bir ölüm. Basından duymuşsunuzdur. Hamile olduğunu emrinde çalıştığı kişiye söyleyememesi, izin vermez korkusu ve endişesi ile stresli çalışması, az biraz kilosu(aslında endişe edici boyutta kilolu değildi ama), biraz kalp ve tansiyon rahatsızlığı vb. derken, akşam kampüs bahçesinde eşini beklerken, tam evine, 9 yaşındaki yavrusuna kavuşmak üzere yola çıkmış iken aniden rahatsızlanıp, 10 dakika içinde hastaneye bile götürülemeden yolda hayatını kaybeden arkadaşımıza yandı bu ay içimiz. Ya eşi, ya çocuğu, ya ölüm anında karnındaki bebelerden yaşatılan bir tanesi, ya ailesi onlar nasıl yandı ki?.. Bu dünyadan yalnız göçüp gitmedi, henüz hayata gözlerini açamayan ikiz bebeklerinden birini de yanında götürdü.. Cennet mekanları olsun.
Ayrılıktan zor belleme ölümü,
Görmeyince sezilmiyor Mihriban..
(Nur içinde yat, beben ile beraber Mihriban)
Ne para, ne pul, ne makam, ne mevki, ne iktidar, ne zafiyet, ne şan, ne şöhret, ne de bu fani dünya bize mülkiyet. Her şey öyle geçici ki. Öyle yalan ki. Öyle burada kalıcı ki. Öyle, öyle, öyle.. ve işte böyle boş ki!.

Öyle ise hayat niye böyle?.

Niye, niye?..

Öyle ise dünya niye böyle, ülkem niye?.

Niye?..

Geç git artık 2013. Git ve alıp gittiklerinin iyi yanlarını, güzel anılarını bırak bizlere.

Acı sende kalsın, tatlıyı bırak bize.

Açlık sende kalsın, buğday yeşert bize.

Bahsi kötü konular, zulüm ve haksızlıklar, anlamsız kavgalar, afetler, tufanlar eksiye dair ne varsa sende kalsın..

Bu gün son gün. 

Haydi koca bir yıldan güzel bir an, güzel bir gün kalsın bana. Yanı başımda ki, yakınlarımda ki, biraz da uzaklarım da ki hayatlara; ilk ve son kez iyilik yap, sessizce çık, git anılarımızdan. Unutalım seni. Yaşattığın çirkinlikleri, kötülükleri..

Haydi güzel güzel git. Son anların da gider ayak, daha fazla üzme bizleri..

Okumak istiyorum, yazmak istiyorum, düşünmek istiyorum, paylaşmak istiyorum; ama elim-kolum kalkmıyor.

İnanmak istiyorum, âti'nin güzel olacağına. Bereketli geleceğine. Mutluluk getireceğine.

İnanmak istiyorum. Çok çok inanmak istiyorum.

Yürekten inanmak istiyorum..

Öyle ise; haydi gel yeni yıl.

Huzur getir hayatlarımıza.

Evet; huzur, barış, refah, sağlık afiyet getir; mülkiyeti fani bedenlerimize, gelecek güzel günlerimize, yepyeni senemize..                   
Mutluluk patlaması yaşayın her biriniz.
Hepimiz
Güzel Ülkemiz, yaşlı dünyamız..
Çok mutlu, çok huzurlu olalım..
Hoş hoş gel yeni yıl.
İyilikle, güzellikle dolu dolu gel..

    

10 Aralık 2012

İLK KARTINIZI BEN GÖNDERMEK İSTEDİM:))



Mutluluğun görüntüsü...



Eskiden yılbaşı kutlamalarına yakın durmazdım.. Öyle yetiştirilmiştim. 

Hala yılbaşının; farklı bir dinde, dini anlam yüklendirilen 25 Aralık Noel günü etkinliklerine yaklaşımım aynı uzaklıkta..

Nasıl benim kutsal günlerime, kutsal aylarım ile bayram günlerime uzak olanlar var ise, bende onların kutsal günlerine uzağım, yaşadığım sürece..

Dünyada yaşayan her insan, nasıl inanmak istiyorsa öyle inansın bence. 

Tek şartım var..O da Allahcc'a inanmak. Sadece onun tüm kainatı yarattığını kabul etmek..

Ben ona inanmayı, ondan başka (Rab, Tanrı, Yaradan ve dahi diğer isimleri ile) Allahcc olmadığını kabul etmeyi, onun işaret ettiği peygamberlere inanmayı, son peygamberimizin yolundan gitmeyi, inançlarımı yaşamayı, inananların önünde saygı ile eğilmeyi, onlara özenmeyi seviyorum.

Konuya böyle giriş yaptım, lütfen mazur görün..

Çünkü ben yeni yılınızı kutlamak istiyorum. Hemde en önce:)

İnsanın bazen güzel temennilerini iletmek için sebeplere ihtiyacı olur ya, işte sebeplerden birkaçı:

-Yaşanmış bitmiş bir yılı acısı ile, tatlısı ile, bazende mayhoş günleri ile uğurluyoruz. Demek ki hala nefes alıyoruz:)

-Yaşanacak bir yılı karşılamaya hazırlanıyoruz.  Tatlısıyla, tatlısıyla, tatlısıyla:)) 
Vede inşallah hayırlısıyla..

-Yeni bir yıla, yeni bir bakış açısı, yeni bir enerji, yeni umutlar, yeni hayatlar ile başlamak arzusu.. Ve başkalarıyla da paylaşma coşkusu..

-Ve biliyorsunuz ben kartpostalları çok seviyorum. Anılarımda yazmıştım:((

31 Aralık Noel değil. Sadece bir yılı gönderme, bir yılı karşılama bence.. Bu şekline inandığım sürece hepinizin 'Yeni Yılı'nı kutlayabilirmiyim sizce?. :)

Önce tıkla.
Sonra büyük kartopuna değiver mausunla..
Sonra, orta boy kartopunu sürükle, büyüğün üstüne.
Küçüğü de en üste götürmeyi sakın ihmal etme bence..

Üç topu koydun üst üste.. Şimdi sıra son bir tık daha. Kartoplarının herhangi bir yerine..:)

Nice güzel yıllara, 
Postacı VuslaT'tan okuyanlarına... 

Haydi durma tık tık tıkla.. 

http://ak.imgag.com/imgag/product/preview/flash/bws8Shell_fps24.swf?ihost=http://ak.imgag.com/imgag&brandldrPath=/product/full/el/&cardNum=/product/full/ap/3166187/graphic1

Nasıl sevdiniz mi?..
İnci'mden bana armağandı,
Benden de hepinize..