2011 yılından bu yana çok zaman geçti. Tam 3 yıl bitti. Neler neler yaşandı. Neler neler paylaşıldı.
Omzumu uzattığımda, teslimiyetinizi, sıcaklığınızı esirgemediniz. Güvendiniz bana.. Sağ olun, var olun.
Bir omuza ihtiyaç duyduğumda da desteğinizi esirgemediniz. İhmallerimi göz ardı ettiniz. Sevginizi paylaştınız. İlginiz ile sarıp sarmaladınız.
Derin, depderindeki izlerimi takip ettiniz. Güz ruhuma tatlı bir ferahlık serptiniz. Bazı bazı paylaştıklarıma da olsun, razıyız dediniz.
Sizi seviyorum. Hepinizi, her birinizi..
Bu gün blog yaş günüm.. Nette birçok arkadaşımızın yapıp paylaşmış olduğu 'Yanardağ Pastası'ndan yaptım. Misafirlerime ikram ettim, az birazda kendim yedim.
Ayşe'm den (Bir Kase Lezzet) telefon ile pandispanyasını yapmayı öğrendim. O'nun, Nilgün'cüğümün ve daha bir çok becerikli arkadaşımın ellerine su dökemem biliyorum da nacizane benimki de güzel olmuş dediler. Ben diyenlerin yalancısıyım :)
Can arkadaşlarım, beni mazur görün. Hemen hemen her gün hızlıca bloglarınızı okuyorum aslında. Yorum bırakmadan jet gibi okuyup kaçtığım için gelişimi anlamıyor olabilirsiniz. Lakin kalbim, gözlerim, sevgim sizinle.
Ahu'cuğumun, Ayşe'ciğimin ve Emel'imin telefonları var: Onlar ile bazen konuşabiliyorum. Diğer dostlarımı az biraz ihmal ettiğim için üzgünüm :(
Cep Aynam ne harika dekorasyonlar paylaşıyor, Sevda'm hangi ürünleri tanıtıyor. Füsun'cum nelerden bahsetmiş, Asuman'ım, Nilgün'üm, Macide'm, Zeyno'm, Meleğim ve diğer tüm güzellerim neler pişirmiş biliyorum. Sevgi'm düşmüş yollara, Havva'm üşümüş. Isıt beni diyor sımsıcak çorbasına. Paris sokakları karlıymış, Toronto'da da ağaçları kar kaplamış. Aslı'm, Erguvan Zeynebim ben gibi kaçaklar, Pembe esintim'in hanesinde ınga sesi çın çın çınlar.. Recep Bey, Hüseyin Bey, İlhan Bey ve daha ismini bu kez atladığım dostlar arkadaşlar. Hepinize sessizce uğruyorum. Biliyorum sessizce uğramak; uğramak gibi olmuyor. Üzgünüm. Saatler hızlı koşuyor, ben onu yakalayamıyorum:(
Mesela; Mee'mi (Deptone) 1 Kasımdan bu yana okumadım. Bir tek onu biriktirdim. Çünkü ona sözüm var, blog dünyasından temelli ayrılmadıkça onun tüm yazılarını (bazen geç, bazen vaktinde, bazende çoook çok geç okusam bile) kırıntısız bırakmayacağım. Kâh ekmek kırıntısı, kâh çakıl taşı (aramızda şifre :)).
Geçmiş ve gelecekte atlayabileceğim tüm özel günlerinizi kutluyorum. Yüce Yaradan'ım dan hepinize sağlık, afiyet, hayırlı bol kazanç ve mutluluk temenni ediyorum.
Gönlünüzden geçen, önünüze serilsin. İşleriniz rast gitsin.
Veda yok aramızda. Ara sıra da olsa Vuslat var.
Güneş ısıtsın ruhunuzu.
Ay gülümsesin gecelerinize.
Mevsimler gelip geçse de, özlem içinizi titretse de, elbet buluşuruz sevgilerin en güzelinde.
|
Musmutlu Yeni yıl dileklerimle..
Bu arada benimkinden daha şık, ama beni çok etkileyen ve benzetmeye çalıştığım sunumu için Yıldız Mutfağı'na teşekkür ederim. Verdiği ilham için. |
Not: Çoğu arkadaşımın ismini zikredemediysem de, kalbim zaten onların kalbiyle..